Çoğu zaman blogda yazmak, instagramda birşeyler paylaşmak bana saçma geliyor. Bunu hâlâ üzerimden atamadım. Ama işteşli fiil olarak yazmak ve okumak için çok geniş imkanlar sunan, neredeyse bedava bir ortam aynı zamanda. Doğrudan asla ulaşamayacağın nitelikli insanlara ulaşman mümkün orada. Yine de eksik bir şey var... Hem varsın, hem yoksun, hem gizlisin hem açıksın sanal âlemde. Tuhaf, ikilem gibi bir şey.
Tuhaf dedim de,
tuhaf zamanlardayız (işte bu blog da bundan bahsediyor, aslında son yazı tuhaftan öte bence), yani bizim kuşak için en azından öyle. Anne babalarımız için de bizim yaşadığımız yenilikler tuhaftı belki.Fakat bu tuhaf başka bir tuhaf. Hiçbir konuda nirengi noktasının kalmadığı, baba direklerinin tek tek sökülüp atıldığı bir dönem. Üniversitedeyken nasıl iklim ve su krizinin ben yaşarken geleceğine ihtimal vermediysem bugünkü yaşadıklarımıza da vermiyordum. Meğer hafife almışım işi. Meğer yüzyıl bile kısa bir zamanmış nerde ki onyılları bir insanın...
Gerçek sonrası (yoksa hakikat sonrası mı?) diyorlar buna. Hüseyin Su, kötüye kötü, iyiye iyi diyecek babayiğitler aranıyor demişti yıllar önce. Bu cümle tek başına özetlemiyor mu durumu?..
Selam.
YanıtlaSilO ikilemi ara ara yaşayanlardanım. Blog için değil ama İg için.
Sonra da fark ediyorum ki orada da okuduğum kitapları paylaşmayı, kitap fotoğrafı paylaşan sayfaları takip etmeyi seviyorum.
İnstagram ve benzerleri, doğamızda olan şeylere hitap ettiği için kullanıyoruz bence, kolay vazgeçemiyoruz; görülme, beğenilme, kendini ifade edebilme özgürlüğü vb.
SilBen fotoğrafı da çok seviyorum, iyi çekemesem de, ve elbette kitaplar, edebiyat ve sanat, instagramdaki ana temalarım. Bazen onlardan da bıkıp uzaklaştığım oluyor, günlerce uğramıyorum, yine de hesabım açık:)
Baudrillard'ın Neden Hala Her Şey Yok Olup Gitmedi diye bir kitabı var, bu fotoğraf ve "yeni tuhaf dünya" hakkında,onu hatırladım şimdi.
Selamlar.
Blogda yazmak değil ama face, insta ve diğer mecralar daha hızlı tüketilen bir mecraymış gibi geliyor bana. Sahte klavyeşörler de oralardan türedi zaten. Ve evet katılıyorum düşüncene, birileri görsün, beğensin amaç. Ordan da hooop reklam yapalım gelsin paralar kısmına terfi ediş.
YanıtlaSilBlog nedense bana okul gibi geliyor hala. Hani öğretmen bir ödev verir ve tüm sınıf yapar misali, tüm bloglar mim yapıp duruyoruz :) ya da kelimelerden öykü yazıyoruz. Arasıra devamsızlık yapsak da burası bizim hiç mezun olmayacağımız okulumuz bence :)
Sevgiler,
Blog farklılasıyor evet, hız noktasında en çok, uzunluk kısalık derdi yok, sakince. Blogun yeri ayrı tabii.
SilReklamlar o kadar bunalttı ki artik bedava olmasın sosyal medya, parası neyse verip kullanalım.
Tuhaf Zamanlar harika örnekler vermiş ama "daha başındayız her şeyin" yargısına katılmak mümkün değil. Dünya (coğrafi ve jeolojik anlamda) her zaman böyleydi. Yeri geldi yeryüzündeki her şey dondu ve binlerce yıl erimedi.
YanıtlaSilEvet, biz bu zamanın insanları, upuzun tarihsel çizginin üzerinde bir noktacık bile olmayan zamanımızı kendimize zehir etmeyi becerebiliyoruz, becerebildik maalesef. Gezegenimiz kendisine edilenlere şimdi ufak bir cevap vermeye çalışıyor haklı olarak. Bakalım önümüzdeki mesela elli yılda neler olacak?
*
İnsanın hep yapıp ettiklerinin zaman zaman kendisine saçma gelmesi ne kötü, evet, bilirim o hissiyatı.
En son ben, ne olacaksa olsun, olacak da zaten, moduna girdim:)
SilEski insanlar "amaan, ölümlü dünya " derlerdi, o hesap.
*
Bazen kendimi bile yabancıyorum, doktora mı görünsem😆
O ikilemlerden hiç çıkamıyorum ki ben de.. :)
YanıtlaSilVar bi'terslik bu işte:)
SilSosyal Medya'ya uzağım. Blogumda canım istediği zaman yazıyor, canım istediğinde okuyorum, hiç canım istemezse biraz ara veriyorum. Kimse de karışmıyor, bazı dostlar merak edince ne yalan söyleyeyim hoşuma bile gidiyor:)
YanıtlaSilBen de uzağım, bir burası işte:)
SilBlogda tüketim hızı düşük, bak-geç değil, o yüzden iletişimi daha kaliteli diye düşünüyorum.
Ben üzerine düşündüğüm zaman bana o kadar çok saçma gelen şey var ki. Ama her ne kadar saçma da olsa bazı şeyleri yapıyoruz yine. Ah bu mecburiyetler, ah bu manipülasyonlar. Neyi ne için kim için yapıyoruz fark edemiyoruz bazen...
YanıtlaSilBazen soruyorlar kötü bir gün mü ? Bende diyorum ki kötü bir yüzyıl.
Bu sorgulayıcı, sorgulatıcı yazın için müteşekkirim. Emeğine sağlık. Saygılarımla. Vesselam...
Kalabalık bir yola itilmiş de yüzüyoruz içinde sanki, öyle halimiz.
SilBir şeyleri sırf kendi isteğimiz olduğunu bilerek yapıyorsak ne âlâ.
Ben teşekkür ederim:)
aslında aynı düşünceler içerisindeyiz pek çoğumuz, ben önce facebook kapattım, geçen yıl da instayı, şimdilerde yeni bir isimle yeni bir insta açtıysam da hedeflerimiz tutmaması hasebiyle oradan da uzaklaştım, bloğu geçen sene yaşadıklarımdan sonra boşladıysam da komple bırakmadım ve 2021 için de iyi bir başlangıç ile daha sık post yazmaya ve bunun için de okumalarıma geri dönemeye çalışıyorum, aslında herşeyi kapatıp gidesim yok değil ama gidecek yer yok:( benim blogum da 10. yılını dolduracak :)
YanıtlaSilDemek ki hepimiz farkındayız bunların.
YanıtlaSilİnstagram benim için de flu bir durumda. Blog gibi değil, sırf fotoğraf paylaşmak da benik için eksik🤔 face iptal. Kapatmayı beceremedim ama yıllardır uğramıyorum.
Ne oldu ki seninnblogda hatırlayamadım, yazıların mı kopyalanmıştı?
Düm blogda temizlik yapmaya başladım, neler neler paylaşmışım, bazı yaşadıklarımı unutmuşum bile!
Blogda değil reel hayatta babamı kaybettikten sonrası kopuk -2020'nin Nisandan sonraki kısmı- blogda . Ben blogda hiçbir şeyi silmiyorum ya zaten genel olarak kitap yorumu eğer okuyabiliyorsam yoksa bende bir şey yok, aslında yazılacak çok şey var bazen bambaşka bir blog açıp içimi dökesim yok değil de işte :/(
SilBaşın sağolsun. Anlıyorum seni...
SilKitap yazılarım için açmıştım blogu, ama baktım günlük gibi bir şey olmuş aynı zamanda. 10 yıldan sonra bazıları silinse daha iyi...