ISITILIP ISITILIP ÖNÜMÜZE KONANLAR : TRAVMANIN TRANSFERİ




Isıtılıp ısıtılıp önümüze konanlar.
Yani travmanın transferi.  Ben buna "toplumsal kan davası gütmek" diyorum.

Dünya görüşü ne olursa olsun, geçmişte (ki bu bazen 1000 yıl öncesine bile dayanabiliyor, Hz. Hüseyin'in şehit edilmesini her yıl "törenlerle anmak" gibi) yaşadıkları acıları, bir deneyim, tecrübe getirisi, işe yarar hayat bilgisi olmaktan çok intikam amacıyla nesilden nesile aktarmak yani.

Travmanın transferi psikolojiye olduğu kadar sosyoloji bilimine de ait bir kavram bence.

 "Travma(lar) sağlıklı bir şekilde ele alınıp yüzleşilmezse nesillerden nesillere bile aktarılabilir."

Bu cümleyi okuduğumda sorunun büyük parçasını görmüş oldum.

Bu toplumdaki herkes kendi travmalarıyla yüzleşmeli ki artık sonraki nesilleri rahat bıraksınlar da aydınlık refah mutlu günlerini kurmak için çalışsınlar! (Adam uzaya ticari araç yolladı aloooo! Sen daha evlatlarını kan davasıyla yetiştiriyorsun!)

Ülke olarak çektiğimiz, bu travmaları transfer edişimizle çok ilgili. Ve tabii cahilliğimizle. Aklımızı kullanmadığımız cahillikle. (Tabii bir kısmı da kurnazlıkla; çıkarı için her şeyi yapanlarla. Bu da parçanın diğer yarısı! Belki İbn Fadlan seyahatnamesini herkes okumalı!)

Kant şöyle demiş:
Ups, bulamadım o sözü. Şuraya bir yere koymuştum halbuseki!




2 yorum:

  1. Bu konu gerçekten çok ilginç, travmanın transferi en çok ailedeki travmalarda görüyoruz, kuşaktan kuşağa aktarılıyor korkular gibi endişeler de.. Bak bu konuda özellikle toplama kampından kurtulan yahudilerin birkaç kuşak sonraki torunlarındaki endişeler, korkular ve psikolojik sorunlar konusunda çok güzel araştırmalar var. Işık tutabilir..

    YanıtlaSil
  2. Çok haklısınız travmaları canlı tutmak ahaliyi kontrol etmek için kullanılıyor hep bir güç savaşı söz konusu. Halbuki geleceğe güzel yeni bir miras bırakmak gerek. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)