2. ÜÇ BÜYÜKLER*
Bu 3 büyükler elbette ki Bach, Beethoven ve Mozart.
Beethoven deyince –belki çoğumuz gibi- Für Elise gelir aklıma. (Önce burda çok beğendiğim benim klasik müzik macerama benzeyen bir yazı vardı,unutmadan ekleyeyim :Yine Beethoven Kazandı)
Bir piyano hayranı olan ben için kaçınılmaz bir netice… Notaların sadece adını bilen ben sanki hepsini kendi ellerimle yazmışım gibidir…”Elise İçin” (bu şanslı hatunun kimliğine dair kesinlik de yoktur) anlamına gelen bu latif parça (25. numaralı la minör bagatel) sonra sonra okulların teneffüs zili olarak “halka inmiştir” J Für Elise ile başlayan Beethoven sevgimin diğer eserlerini dinledikçe pekiştiğini kamuoyuna duyurmayı da borç bilirim.
Mozart’ın 4o.Senfonisi çok çalardı radyoda.
Bu da çok bilinen bir eserdir. Mozart’ın (İlknur hanımın o güzel deyimiyle) hasar görmemiş dört başı mamur hayatının kendine güvenli coşkunluğu hissedilir. Türk Marşı olarak bildiğimiz Rondo Alla Turca da içimde kıpır kıpır olan gizli karakterimin marşı olmuştur sanki. Sonra Figaro’nun Düğünü’nden uvertür,minuet,keman sonatları…Tarafımdan beğenilmeyecek eseri yok gibidir.
Bu da çok bilinen bir eserdir. Mozart’ın (İlknur hanımın o güzel deyimiyle) hasar görmemiş dört başı mamur hayatının kendine güvenli coşkunluğu hissedilir. Türk Marşı olarak bildiğimiz Rondo Alla Turca da içimde kıpır kıpır olan gizli karakterimin marşı olmuştur sanki. Sonra Figaro’nun Düğünü’nden uvertür,minuet,keman sonatları…Tarafımdan beğenilmeyecek eseri yok gibidir.
Bach’a gelince, açıkçası ondan dinlediğim ilk eserler kilise müziği olarak yaptığı org ağırlıklı eserlerdi ve pek ısınamamıştım. Sonra sonra diğer eserlerini dinledikçe üç büyükler arasındaki yerini sağlamlaştırmıştır hazret. Mesela son zamanlarda sıkça dinlediğim C minör BWV 1017 no’lu sonatı ve kemanlar için diğer sonatları…(Bach ve kenti Leipzig’i Gürer Aykal’ın güzel sunumuyla izlemek isterseniz Kentler ve Gölgeler’e (Bölüm 34) uzanabilirsiniz.)
Bunların dışında Vivaldi’yi dağarcığıma sokan meşhur Saka Kuşu ve Dört Mevsim’idir. Ki bu eserler aslında hepimizin aşinası, çok duyduğumuz parçalardır. Ben adlarını ve bestecisini öğrenmiş oldum radyoda dinlerken. Il Cardellino olarak İtalyancasını binbir zahmetle öğrendiğim Saka Kuşu flüt konçertosunu bu aralar Çamur bey cırtlak cırtlak öttüğünde, ona örnek olsun diye dinletmekteyim laf aramızda.
Yine bu meyanda Rossini’nin Wilhelm Tell Operasını merakımın tek sebebi efsanesini okuduğum Giyom Tell kitabı ve izlediğim dizisi olmuştur. Şu oğlunun başı üzerindeki elmayı, oğulcağızını vurmadan tam ortadan okuyla vuran Gillaume Tell. Sonuç itibariyle uvertürünü çok sevmişimdir. Şurada bir yerde bir video olacaktı,anneler nasıl söyler W. Tell Operasını diye bir bakalım :)
Ve baba- oğul Strausslar…Ve Mavi Tuna Valsi… Susam Sokağında bir bölümü hiç unutmam: Bu valsin müziği eşliğinde çocuklara ön ve arka kavramlarını öğretmeye çalışıyorlardı : Burası benim önüm,önüm, burası da arkam,arkam…Hay Allah’ım ya J Oysa bu harikulade vals bana neleri çağrıştırmazdı ki! Şimdi yazarken bütün ilhamım kayboldu bak,hatırlayınca arkam önüm diyen Susam Sokağı kuklalarını J Ama şu kadarını söyleyebilirim: Bir kere adında Tuna nehrinin hatırı vardır. Can Tuna’nın hatırı vardır…
* Seçtiğim videolar tamamen tesadüfidir. Orkestra ayrımı gözetilmemiştir :)
Aşkolsun. Bu kadar besteci saymışsın, Tchaikovsky yok!
YanıtlaSilŞaka bir yana, Beethoven ile birlikte benim için özeldir ikisi. Kimselere değişmem. :)
Şule'cim, Fındıkkıran'ı filan şöyle bir sonuna kadar dinleyemedim ki diğerlerine geçeyim:) Yine de önyargılı değilim, önerdiğin bir parça varsa seve seve dinlerim:)
YanıtlaSilBeniişk dinlediğimde çok etkileyen ve yıllardır da zaman zaman dinlediğim Brcugh'un Keman konçertosu vardır, Mendehlson'un keman konçertosunu ararken bulmuştum.
YanıtlaSilKlasikl müziği dönem dönem dinliyorum ama, bu yazıyı okurken epeydir uzak kaldığımı farkettim :)
Bir piyano tutkunu olarak enfes bir yazı, merci..
YanıtlaSilBruch, Beethoven ve Thaikovsky keman konçertoları müthiştir.
YanıtlaSilThaikovsky'nin piyano konçertosu da müthiştir. İlk çalındığı zaman beğenilmeyip sonradan tarihe geçen konçertolardandır.
2.mim kaygılı yazı senfonisi, yazan ellere sağlık:)
YanıtlaSilKulaklarımızın pası silindi sağolun.
YanıtlaSilYazının sonunda benim de aklımda Susam Sokağı kaldı.
YanıtlaSilBen Susam Sokağı hayranıydım da:)
İçimden mırıldanıyorum şimdi malesef:)
Şuan onca kağıt işlerinden uzaklaşıp güzel müziklerin içinde kaybolmak istedim...Hatırlattığın için teşekkürler...
Rica ederim,görevimiz:)
YanıtlaSilYine de geceler Chopin'e bırakılmalı. Nocturne ile başlasın...
YanıtlaSilNeden olmasın..
YanıtlaSil