Uyanır gece yarısı, yoktan sevda yaparım
Adamım, bu küçük işlere ben bakarım…
Kelebeklerin aklı benim,
Gemilerle her gece ben, çok uzaklardan dönerim…
Hiçbir ebru sayfası, yapılageldiği yüzlerce yılda, bir diğerinin eşi olmamıştır. Bu mümkinat dairesinde değildir. Kitrenin üzerine, ruhunuzun o anki ritmiyle attığınız boyalar, sizin iradenizi daha fırça boya kavanozundan çıkar çıkmaz terk edip kendi uzak denizinin dalgalarını oluşturacaktır. Bizlerle çizdiğiniz her çizgi, çektiğiniz her tarak, ördüğünüz her şal, kağıt üzerine çıktıkça sizi hayretlere düşürecek, altına attığınız imzaya gizlice gülecektir.
Başı buyrukluğunu, siz ona emek verdikçe bırakır ebru. Hani meşhurdur “Sevgi emek ister.” repliği. O da emek ister sizden,vefa ister. O zaman size açıldıkça açılır ebru, üzerine kuşlar,çiçekler kondurmanıza da izin verir, resimler çizmenize de…Başkalaşır ve size boyun eğmeye başlar. Yine de yanılmayın,asla siz olmaz ebru. Özü başına buyruktur. Rastlantıları sever. Son ana kadar kağıdın yüzeyine ne çıkacağı belli değildir asla.
Ebru, böyle bir şey işte. Ona heves etmek değil aşık olmak gerek. Bu cümleyi böyle kurdum çünkü onun nazına ancak böyle sabredebilir ve güzelliğine ancak böyle vasıl olabilirsiniz.
Diğer geleneksel sanatlarımızın hepsini kucaklamasıyla, onlara bağrını açmasıyla da cömerttir aslında. Hat başta olmak üzere her yerde karşımıza çıkması muhtemeldir.
Ebruya güzelleme yapmak bir vefasız olarak benim haddim değil. Ama burada İzmir’in adını İstanbul gibi bir merkeze ve tüm ülkeye duyurmuş olan, bana karşı da çok sabırlı değerli hocam Süreyya B. Uyan Hanımı anmadan geçecek kadar vefasız da değilim J
Süreyya Hocamın "kaplan gözü" çalışmalarından |
Süreyya Hocamın 2010 öğrencilerinin dönem sonu sergisinden |
Dün kendisini, mütevazı ama çok önemli bir açığı kapatan atölyesinde ziyaret ettim.
4 yıldır Narlıdere Halk Eğitim Merkezinin Ebru Atölyesinin başında Süreyya Hanım. İnsanî ve sanatçı kişiliğini burada anlatmaya çalışmam yersiz. Yurt içinde ve yurt dışında aldığı ödüller, ebru dışında,desen,minyatür,tezhip gibi alanlardaki çalışmaları, Ebrizmir grubu bünyesindeki çalışmaları, hele ki öğrencilerine bildiklerini bıkıp usanmadan,kez be kez anlatması… benim ilk aklıma gelenler olarak kayda geçsin efendim.
Kendisinin, en kısa zamanda bir blog oluşturarak, bizleri, ortaya çıkardığı güzelliklerden haberdar etmesini dileyerek bu ön yazıyı bitiriyorum. İzmir’in Aliağa,Urla,Bornova…gibi çeşitli yerlerinden gelen, kendi tekneleriyle çalışma imkânı bulunan tüm öğrencileri gibi ebruyu gerçekten öğrenmek ve sanat halinde icra etmek isteyen her İzmirlinin Süreyya Hanıma yolu düşmesi dileğimle.
Şarkıyı çok severim,bende eskimeyen şarkılarımın arasındadır,ve bu cırtlak sesime bakmadan kendi kendime mırıldanırımda,adamım bu küçük işlere ben bakarım anlıyacağın :)sen unut geçmişini ben aklımda tutarım :)....
YanıtlaSilEbru çalışmaları ise tek kelimeyle harikalar,her zaman gıpta ile bakmışımdır ebru sanatçılarına ve çalışmalarına...
emek ve sabır isteyen bir iş ebruculuk ve yokolmaması gereken tarihi mesleklerimizden inşallah daha fazla sahip çıkılır...
güzel paylaşımın için teşekkürler,selamlar...
Haa bu arada ben Yaşar beyefendinin tüm şarkılarını çok severim :)
YanıtlaSilVe aleyküm selam Gelibolu 17. Ebru güzeldir. :)
YanıtlaSilEbru bence de çok güzel, seyretmesi bakması insana huzur veriyor, benim de elimde küçük bir orijinal çalışma var artık:))
YanıtlaSilRenklerin dünyasına serbest çağrışımlı yolculuk diyorum ben ona:)
YanıtlaSil