IŞIKLAR AÇIK KALSIN


Yazarın bu ikinci kitabı. 2016'da Hece Yayınlarından çıkmış ve Türkiye Yazarlar Birliği ve Eskader öykü ödüllerini almış.  


Sade bir dille yazılmış öyküler. Lafı dolandırıp süse* boğmadan yazılmış. Bu yönüyle tam benlik. Fakat öykülerin dokunduğu konular acıtıcı. Bilseydim bu hassas dönemimde okumazdım. Yine de kaçmak değil yüzleşmek önemliyse......

Mesela ilk öykü,  Gülümseyin adını taşıyor. Karların ortasında fotoğraf çektiren bir grup adam. Sosyal medyada paylaşacakları gülümsemeli bir fotoğraf çektirmek istiyorlar fakat tatilde değil bir terör harekatında bu adamlar. Öncü birlik. Ve bir baskınla şehit veriyorlar. Gülümseyen fotoğraf hikâyesi böyle devam ediyor.


Sonra ikinci öykü... O da biyopsi sonucunu sabah alacak bir adamın gece sıkıntısı. (Neyse dedim Narda, oku, sen de evhamlının önde gidenisin ama yenmen gerek bu tip olmamış şeylerin korkusunu duymayı. Çağırıp durma.)

İla ahir...

Ben anlatıcı dilinin çoğunlukta olduğu, samimi bir konuşma havası içinde, güzel bir Türkçe ile yazılmış, arka kapakta N. Tosun'un dediği gibi, "... olayı değil, o olayın yazarda yarattığı izlenimleri, etkileri, çağrışımları öyküleştiren" hikâyeler. A. Harmancı ise "hem insana dokunmayı, hem de bunu estetik olarak yapmayı başaran öyküler" demiş. Evet, öyle.

Benim işaretlediğim öyküler Ortada Bir Şey, Aynı Mesele ve Resim oldu. Hikâyenin Sonu öyküsünü ise kahramanı alzheimer olan adamda babamı gördüğüm için gözlerim dolarak okudum.

Au revoir canlar.

* Süs dedim de Mrs. Dollaway'i okudum dün. Virginia hanım, seviyorum seni.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)