Geçenlerde, uzun zamandır yapmadığım bir şekilde bir yasağı deldim.
Yapmamam lazımdı ama yaptım.
Allahtan pişman olmadım.
Gerçi işlediğim suç, sadece kendime karşı .
Zira kendime verdiğim bir sözü tutmamış oldum: Bir şiir kitabı aldım.
Kapağında şiir diye yazmışlardı.
İlk sayfalara baktım ve dedim: Evet, bu bir şiir kitabı olabilir.
Okudum, bitirdim. Evet, bu bir şiir kitabıydı.
Künye:
Şair: İbrahim Tenekeci
Yayınevi : Profil, 2008
Kitabın kapağında eserin aldığı ödülün bir köşeye sığıştırılmış olması da mütevaziliğin simgesi sanırım. ( TYB 2008 En İyi Şiir Ödülü)
Bazı şiirleri tümden sevdim, ama itiraf etmek gerekirse birçoğunu da parça parça…Aşina, klişeyi hatırlatan mısralar yok değildi .
Kafiye de önemsenmiş şiirlerde. Ama elbetteki kararında. Yakışmış:)
Yine de uzunca bir zamandır ilk kez güzel şiirlerle karşılaştım. Kendi dili ve dünyası olan, ama bize (bana) yabancı olmayan bir dil ve dünya…Sade,akıp giden…
Genel tema yükleyecek olursam kitaba; bu zaman ve bu dünyanın yaralarına bir osijenli su sıkma diyebilirim.
Fazlasını anlamam . İşte beni saran birkaç mısra:
KIRGIN
Mutsuzluk,o durgun su
Boş ev, bir sürü komşu…
Ah bu suratsız günler,
Yaşarsın göz ucuyla.
Terstir bütün vakitler:
Şimdi olmaz, sonra…
Tadın yok, yoksullar gibi.
Elin kalkmaz varlığa.
Akşam örtüyor seni
Büyük bir olgunlukla…
Bir ölüm kalmış, özü sözü bir.
Buna kırılmak denir…
FERSUDE’den:
Öpülecek yanak yok, hep dudak
Güzel dize bu yanlış anlamasak
Işığın içindeki, havanın dışındaki
Bunlar anladı beni.
......
Tutma yeri yok, şimdiki insanların
İşte yine ortada kaldın…
DÜZENLİ BİRLİKLER’den:
İnsanlar diyorum, dikiyor gözlerini
Kök salıyor baktığı yerde
Bir fidan gibi…
Ağaçları düşünüyorum sonra;mesela elma
Sessiz ve çalışkandır, kendi halinde
…………………………..
Merakımı diri tutarak
Herkesin baktığı yerlere tutunarak
Yazıyorum, bilmeyi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)