Daha önceleri yarım yarım izlemiştim, bu kez önüme çıkınca tamamını izledim. 2017 yapımıymış.
Ölüm ilanları radyodan okunurken başlıyor film. Biri camiden, biri kiliseden kalkacak cenazeler için spiker arkalarından rahmet okuyor. Elhamdülillah, nur içinde yatsın gibi cümleler geçiyor. Anlamlı bir başlangıç diyorum kendime.
Nasıra'dayız (Nazareth). Siyonistleri sevmeyen hıristiyan bir baba: Ebu Şadi. Yani Şadi'nin babası.* Sarışın bir Arap. Oğlu Şadi İtalya'dan gelmiş, kızkardeşi Emel evlenecek çünkü. Ve, bir Arap geleneği olarak tüm davetiyeleri elden vereceklerdir babasıyla.
Onlar babanın külüstür arabsıyla kapı kapı gezerlerken, baba- oğul ilişkisi de ortaya çıkacak, Filistinin hali de, Siyonist İsralin sadece müslümanlar değil, hıristiyanlar üzerindeki baskısı da.
Taşmış çöp kutularını gören Şadi ne biçim belediye bu diyerek belki biraz İtalyan havası atacak ama onun yurt dışına kendi isteğiyle gitmediğini anlayacağız filmin ilerleyen dakikalarında.
Annenin, daha onlar küçükken onları terk edip Amerika'ya gidişi, başka bir adamla, Şadi'nin babasını suçladığı konular ve hesaba kitaba dökülmemiş diğer şeyler, benzeri türdeki filmlerde olduğu gibi bu filmde de ortalığa dökülecek.
Ama bu filmi benzerlerinden benim için daha akılda kalıcı yapacak olan şey, Filistin gibi güncel bir mesele dışında, kültürel olarak benzerliğimiz oldu elbette! Bu filmi sıcak bulmama sebep olduğu kadar üzdü de!
Fakat yine de sevdim bu filmi, hele en son sahne, baba oğulun yan yana oturdukları...
Babayı oynayan aktörü rahmetli Ahmet Mekin'e çok benzetmiştim. Bu arada baba ve oğul gerçek hayatta da baba- oğullarmış. Filistinli aktörler.
Yönetmen Annemari Jacir.
Görürseniz izleyin bence.
*Bilenler bilir, Araplarda oğulun künyesiyle bilinir babalar. Kızlar için de anneler. Ümmü Gülsüm, Gülsüm'ün kızı gibi.
Çok ilginç geldi bana da film, internette bulup izleyeceğim mutlaka. Teşekkürler :)
YanıtlaSilIyi seyirler o halde. Yorumlarını bekleyecegim:)
Sililginç bir filme benziyor Narda'cım, bulursam bakayım:)
YanıtlaSilSamimi bir filmdi.
Sil