YAZIYLA RESİM YAPMAK VE 15

Doğrudur bu.

Öykü ya da roman, kurguladığın şey aslında okurun gözünde bir "şeyin" canlanması demektir, kabaca söylüyorsak yazıyla resim yapmaktır.


Fotoğraf dahil görsel medyanın yaygın olmadığı, hatta hiç olmadığı dönemlerde, katı gerçekçi, uzun, detaylı (günümüzde okurken açıkçası benim sıkça bunaldığım) tasvirlerin varlığının elzemliği (nesne, mekân, hatta karakterlerin fiziki görünüşleri ) buna dayandırılır çoğu kez.

Oysa şimdilerde, mesela bir köy evi dediğimizde, şehirde doğup büyümüş olsak bile az çok bir şey canlanır gözümüzde. Bir iglo dediğimizde de, yahut bir fiyord dediğimizde. "Mavi ayaklı bir bubi kuşu bir gün " diye öykümüze gönül rahatlığıyla başlayabiliriz. Okurumuz, en kötü ihtimalle internetten bir bubi kuşu resmine ulaşacaktır, merak ettiyse.

Fakat bu işin başlangıcı.

Yani (bu arada, ben bu yazıda tamamen kendi bakış açımı özetlemeye çalışıyorum) yazıyla  resim yapacaksak tasvirler kaçınılmaz. Fakat bunun seçtiğiniz biçemi, bizim üslubumuz olacak.

Yani klasik, modern, sürrealist, kübist... her neyse öyle bir ressam olmak bizim elimizde. (Her bir öykü ya da roman için bu üslubu değiştirmek, denemelerde bulunmak vs. ise yine bizim tercihimiz, tabii yeteneklerimiz ve çalışmamız ölçüsünde.)

Benim yayınlanmış öykülerimde uzun tasvirler yoktur. Ya da çok nadirdir. Bu bilinçli bir seçimdi dersem yalan olur. Daha çok tabiatımdaki acelecilik ve duruculuktan geliyor. Fakat zamanla yazıp yırttıkça, ustaları okurken daha bilinçli bir şekilde metni irdelemeye başladıkça tasvir kullanma konusundaki içgüdümün benim üslubumun temeli olduğunu görmeye başladım.  Şurası da var ki  " Uyandı. Giyindi. Pencereden bir şey sarkıyordu. Hızlıca pencereye seğirtti..." gibi, yazıya ilk başladığımızda hepimizin sıkça yaptığı bu robotumsu anlatımı da sevmiyorum.

Dün gece Antonia Susan Byatt'ın Küçük Kara Hikâyeler Kitabı'nı okudum. Açıkçası böyle bir yazı yazma isteğini bu kitaptaki öyküler uyandırdı bende.

Bir öykü hariç, tasvirler ile anlatımın "kıvamı", tam yazmaktan ve okumaktan hoşlandığım gibiydi.  Gerçekçi başlayıp giderek fantastikleşmeleri çok hoşuma gitti.

***

15

Vladimir'de okuyunca durup düşündüm. Sonra kitaplığımın önüne gittim. İşte benim ilk onbeşim. Fakat daha okunacak onca şey varken bu liste elbette ki böyle kalmayacaktır... Ayrıca şiir, felsefe, sosyoloji gibi çok önemli alanlar dışarıda bırakıldı bu listede. Yine de böyle bir listeyi yapmak istedim. Vladimir'in aksine ben bu listeleme işini mimleyerek bitirmek istiyorum. Ayrıca bir sonraki mimin de "İlk onbeşteki filmleriniz" olmasına karar verdim  şu an:) Dileyen şimdi de yapabilir. İstediğiniz sorudan başlayabilirsiniz arkadaşlar.


***
İlk on beş:

1. Bozkırkurdu- H. Hesse
2. Katharina Blum'un Çiğnenen Onuru- H. Böll
3. Drina Köprüsü- İvo Andriç
4. Yüzyıllık Yalnızlık- G.G. Marquez
5. Alef- Borges
6. Açlık- Knut Hamsun
7. Üç Kuruşluk Roman (Opera) - B. Brecht
8. Parasız Yatılı- Füruzan
9. Unutma Bahçesi- Latife Tekin
10. Tante Rosa- Sevgi Soysal
11. Hadi Gidelim- Adalet Ağaoğlu
12. M.L. Brigge'nin Notları- Rilke
13. Günlerin Köpüğü- Boris Vian
14. Kendine Ait Bir Oda- V. Woolf
15. Kadınlar, Rüyalar ve Ejderhalar- U.K. Le Guinn

Küçüklerin gözlerinden, büyüklerin ellerinden, akranların yanaklarından öperek bu yazıyı da bitiriyorum :p




12 yorum:

  1. Uzun, ağdalı tasvirler beni de sıkıyor:( A. Susan Byatt'ı not ettim. Yüzyıllık Yalnızlık ile Açlık (çok ilginçtir ta lisede öğretmenimiz almamızı söylemişti o zaman okumuştum ama hala unutmadım) çok sevdim. Tabii ilki muhteşemdi. Bak onun tasvirlerine de hayran kalmıştım hiç sıkmamıştı beni. Ben de yanaklarından öperim. :)

    YanıtlaSil
  2. :)

    Yuzyillik Yalnızlık okurken beni çarpa çarpa afallatmisti âdeta. ..

    YanıtlaSil
  3. Hımmm, liste güzelmiş. 14'ü ödünç alırım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. veririm. hem ben niye senin kitaplığını hiç görmedim? :)

      Sil
  4. her kitap bir anı sanki, bildiğim isimler üzerinde uzun uzun düşündüm bilmediklerimi merak ettim. Böyle mim'leri bir ayrı seviyorum.Filmli kısma ben de gelim ben de gelim, kitaplı kısmı bir süre önce yapmış idim (http://mavidebirnokta.blogspot.com/2016/10/kitap-mimi.html)

    sevgiler ve teşekkürler
    zira ben mimleri yapmayı da okumayı da çok seviyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filmlerini bekliyoruz öyleyse.
      Bakayım ben o listeye şimdi:)

      Sil
  5. sıkı liste. bu listeye bir de yeraltından notlar ve korkuyu beklerken girsin ve iftihar listesi gibi olsuun :) hesse en sevdiğim yazar bi de onu okuyunca yazmaya karar verdim yaniii o benim hocam yaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yeraltından notlar'ı hatırlamadığım kadar eski bir zamanda okumuştum, yeniden okumam gerek:)
      Hesse benim de yazarım. bir başka seviyorum onu:)

      Sil
  6. a.s. byatt'tan çocukların kitabı'nı okumuştum, güzel bir kitaptı aslında fikir olarak ama sevgili byatt 800 sayfalık kitabından her çömleği uzun uzun tasvir etmişti, herhalde bunda ölçüyü kaçırmış biraz demiştim:)) yazın çok hoştu buarda:) ve beni unutmayıp mimlediğin için çok teşekkür ederim Narda'cım, mutlu oldum, bir süredir mim yapmıyorum ama kitap tavsiyeleri bölümünde sanırım 25 civarı kitap sıralamıştım, 15 demiş mimde ama 10 tane de benden olsun:)) sevgiler:)

    YanıtlaSil
  7. Taştan Kadın oykusunde de benzer bir sorun vardi:)
    Sevgiler benden.

    YanıtlaSil
  8. ben de yapmıştım ki :D
    http://kitapeylemi.blogspot.com.tr/2016/10/mim-en-sevdigim-15-kitap.html

    YanıtlaSil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)