Bir sonraki yazı
Notos'un Nisan-Mayıs sayısı olacak ama şimdi okuma sırasına göre Hece'nin bu ayki sayısından bahsedelim.
Geçen seferki dosyalarının "Tek kitapla öykücü
olmak" olduğunu görmüştüm ama dergiye ulaşamamıştım. Bu seferki dosya
konuları "İlk kitap sevinci." Açıkçası tanıdığımdan çok tanımadığım
yazar ve şairlerin ilk kitapları konu edilmişti. Bunlardan sadece Ömer Erdem'in -ilk kitabı olduğunu
bilmeden, üniversite yıllarımda aldığım- şiir kitabı Dünyaya Sarkıtılan İpler'i
okumuşum. Erdem ise bu ilk kitapta sevinç değil hayal kırıklığı yaşadığını
belirtmiş.
Necip Tosun, Feridun
Andaç, Enver Ercan, Celal Fedai, Cemal Şakar, Hüseyin Su, Güray Süngü gibi
isimlerin ilk kitap serüvenleri, kitabı olsun isteyenler için bayağı öğüt içeriyor
aslında. Yayın dünyası için ipuçları ve birçok anı da. Dikkat: Yazıları
okuduktan sonra kitap çıkarma- yazar olma isteğinden vazgeçebilirsiniz:)
Dergi şiir ağırlıklı.Şiir ve şiir üzerine yazılardan başka iki öykü, deneme yazıları ve kitap
eleştirileri- tanıtımları ile birlikte 160 sayfa ve 12 tl.
İlk bölümde siyasi gündeme de göndermeler yapan yazılardan Murat Erol'un Yoksunluğun İdeolojisi Versus İmkânların İdeolojisi metnini
beğendim. "Artık bir düşüncenin veya duruşun temel saikini arar olduk.
Yoksunluk üzerinden mi konuşuluyor, yoksa imkânlar üzerinden mi? Yokluk da
imkân da belirleyici olmadığı zaman, yokluk içinde ve imkân içinde olanların bu
durumlarının fikrî, ideolojik,hatta edebî bir belirleyicilik taşımadığı ve
kazanmadığı normal bir tartışmaya girebiliriz.(...) Hangi kavganın bir post
kavgası olmadığını söyleyebiliriz ki?" diye bitiyor yazı.
Muhafazakâr olarak nitelendirebileceğimiz bu dergide Metin Erol da, Tolstoy ve Rilke'de
Sanat başlıklı yazısında, her iki ustanın sanata bakışlarını, bu bakışların
"müslüman sanatçı" için nerelerde kesişip nerelerde farklılaştığını,
ustaların sorduğu ve eserlerinde cevapladığı "sanat nedir" sorusu
üzerinden kıyaslamış. (Yalnız bağlaç olan de'ler ve ki ayrı yazılsaymış
dizgide:( )
Necati Mert'in
"Hiciv, Tokat ve Kutsal" adlı yazısı ise güzeldi ama daha uzun
olmalıydı bence.
Ve şiirlerden beğendiğim mısralar:
Biz bu filmi daha önce de gördük fakat böyle değildi
Kötü adamlar ölür ve film oracıkta biterdi
Oysa şimdi öyle olmuyor ortalama bir şekilde öyle değil
Ama'ların hali vakti yerinde, çünkü'ler hallerinden rahatsız
İyi bir final ve mutlu bir son karşılığında yani
Kentlimiz her gece uyuyan balkonları içeri alıyor. (M.
Köneçoğlu'nun Yarım İnşaat şiirinden)
*
Seninle savaşlarımız buralarda başlıyor
Vücut denilen kargaşa dil denilen soğukluk
Bir şeyi başka bir şeye benetmenin laneti
Solmuş fotoğraflarımı verme bana (Ü.Güçlü'nün Morkara
şiirinden)
*
Belki ölürsek devlet cenazemize gelir
O zaman virginia, kütüphaneler bize de açılır
Ancak ölenler haklıdır, ancak ölenler mazlum
Bizi unutmasın diye ellerini sıkıyorum devletin. (
S.Betül'ün Eğrilik şiirinden)
Bir sürpriz de Enaryo
blogunun tatlı sahibesi Ena'nın Emily Dickinson'dan yaptığı çeviri şiirleri
görmek oldu.
Son olarak şair Hayriye
Ünal'ın bir cümlesi: Edebiyat derine doğru kazar. Edebiyat
inadına kazar. ( 6. sayıda kapanan Hacı Şair dergisi hakkındaki
yazısından...)
dergi hiç okumuyorum ben , es kaza elime geçerse ancak ama bu anlattıkların çok ilginç geldi :)
YanıtlaSilDergilerin her sayısı dolu dolu olmuyor ama internetten takip edip ilgimi çeken sayilara ulasmaya çalışıyorum ben. Bir de o kadar cok dergi fanzin var ki...
Sil