YARALARIM AŞKTANDIR**

duyumsuyorum zaman geçmiştir
duyumsuyorum "an"dır tarih yapraklarından payıma düşen 

***
ben neden
caddelerde yitecek kadar küçüğüm 


Üst düzey bir subayın kızı olarak, ataerkil bir ailede, 1935'in İran'ında doğar Furuğ Ferruhzad. Baba soğukluğu ile büyümeye başlar. Baba şefkati o kadar noksandır ki, daha 16'sındayken, kendinin iki katı yaşında bir adamla evlenir. Bu kişi dönemin sanat çevrelerinde tanınan bir isimdir aynı zamanda.  Bu evlilikten bir oğlu olur Ferruhzad'ın. Ne ki evliliği uzun sürmez ve boşanır.

Bundan sonra da düzgün gitmez duygusal hayatı şairenin.  Şiirlerinde hep bunu, babasıyla kuramadığı o sıcak ilişkiyi, babasında somutlaşan İran ataerkil yapısını ve isyanını görürüz. Onun hayatındaki arayışlar hep bu baba figürüyle ilintilidir… Şiiliğin kadınlara getirdiği baskıdan, biçtiği rolden de memnun değildir elbet. Tam anlamıyla sıkışmıştır Furuğ Ferruhzad… Haliyle muhaliftir. Muhalifliği, günlük yaşantısında,erkeklerle olan ilişkilerinde, yasak aşklarda, politikada… her yerdedir…

"Lezzet dolu bir günah işledim" diyerek belirtir ikilemini, cinsel özgürlüğünü ararken/ tadarken. Bir kadın sanatçı olarak - babasının konumu dolayısıyla günün entelektüel çevresiyle içli dışlıdır-  ilişkide bulunduğu sanat çevresinde, tek başına, kendi sesiyle var olmanın çabası da vardır.

Eşinden 2 yıl sonra boşanır ve İran yasalarına göre oğlunu bir daha göremez, velayet babanındır….İran'ın o dönemki politik dalgalanmaları, devimler… Furuğ'un içsel yolculuğunu daha da çalkantılı hale getirir… ( Hep de kendinden yaşlı ) erkeklerin onda oluşturduğu dönemeçler…

Pencere, günbatımı, gece, ay… F. Feruhzad'ın şiirinin başat imgelerinden. Özellikle pencere ve pencereden seyrediş imge/dizeleri, geri planda kalmış- bırakılmış bir kadın profili için çok uygun. Yine Ferruhzad'ın kendi içine kapanışı, umutsuzluğu iççin de… Tensel ve tinsel arasındaki gidiş gelişleri, çoğu zaman parçalı kıtalı, uzun şiirlerinde yerini buluyor.

Furuğ Ferruhzad, İran'da geleneksel erkek şiirine karşı ilk çıkışları bir kadın olarak yapmış, gerek serbestçe aşk şiirleri yazmasından, gerekse biçeminden dolayı söyleniyor bu.

Furruğ'un şiiri, İran'da kadın olmak, İran'da asker bir babanın evinde kadın olmak, kadın olmak, umutsuz ve arayışta bir kadın olmak'ın şiiri, diyelim ve bitirelim.

Not: çocukluğu anlattığı şiirleri çok güzeldi. Kısacık hayatında son birkaç  yıldaki şiirlerinin daha olgun olduğunu gördük yine. Kitabın adı Yaralarım Aşktandır, çevireni Haşim Hüsrevşahi. Okuduğum kitabın basımı - malum yayınevinden dolayı- çok kötüydü. Ters basılan sayfalardan pay biçin.


**Sonradan fark ettim; Furuğ'un şiirleri Kürtçe'de de imiş artık :http://kisass.blogspot.com/2013/09/bawer-bikin-em-bi-destpeka-demsala-sar.html




8 yorum:

  1. insanın insan olmaktan kaynaklı doğal özgürlüklerinin kısıtlanması ne kadar korkunç. böyle bir ortamda özgür ve mutlu bir yaşam kurmak o kadar zor ki..
    ne yazık ki şiirlerle pek aram olmadığı için belki sözünü ettiğin şairi yeni duydum..mücadele ettiği için boyun eğmediği için bravo ona..örnek insanlar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bazı duvarların yıkılması için çile çekmek gerek. Özelde, Furuğ'un babasıyla iletişimi normal olsaydı yine böyle olur muydu? Böyle bir şiir çıkar mıydı?

      Sil
  2. ah ne denli dingin ve gururla geçiyordu
    garip bir su akıntısı gibi
    bu terk edilmiş sessiz Cumalarda
    bu sıkıntılı evlerde
    benim yaşamım
    aaah ne denli dingin ve gururla geçiyordu...

    İlk defa sayende duyuyorum bu şairi :) Merak edip bir kaç şiirini okudum hemen..Ve çok derin bir hüzün gördüm...

    YanıtlaSil
  3. Ben de Ferruhzad okumak istiyorum, ve hatta not alıyorum alınacaklar listesine...

    YanıtlaSil
  4. pek severim füruğu ki.


    (charlie'nin büyük cam asansörünün filmini çekmeyi tim burton ve depp düşünmüştü ama çekmediler. yapmıcaklarmış. dahl'ın ilk kitabı çarlinin çikolata fabrikasıni çekmişlerdi. senin sölediğin o film ki)

    (ya blogda tonla kitap okuyup tanıtıyom kii, bi dolu sıkı edebiyat filan. geçenlerde, baylancılar beyaz türkler ve dipten gelenler adlı edebiyat yazımı da okumadın amaaa, ferit edgüyü de okumadııın :) :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. filmle bahsettiğin kitabın farklı olduğunu biliyorum kiii:)

      kim demiş okumuyorum diye :) Hatta tartışacağım bir nokta da vardı ama sonra vazgeçmiştim :)

      Sil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)