TEHLİKELİ BELKİ...SOKAKTA

ANSIZ

Ayık müminlerin anlamadığı sarhoş dulların hiç anlamadığı
Fransızlar öpüşmeyi bilmezken Araplar peygamber bekliyorken
Kafkasyalılar ölme zevkini keşfetmemişken de böyleydi
Bekaret bozularak anlaşılır,sıfır güven en iyi sigortadır.

Dünyaya bir kadından girince soldan ikinci sağdan birinci bir kadından
Sana iki yüz öneriyorum,saatte yani, düşün ki o esnada
sana bakıyorum,gözlerinin tarifini çıkarmaya çalışıyorum
Belki güzelsin ama yeteri kadar değil;belden beş,
                   kalçadan altı,göğüsten on santim daralmalı
Aklından beş,fikrinden altı,kalbinden on santim bence genişlemeli…bu daha iyi
Periyodik bakım programları tamamen iptal; saatte iki yüz, yani kilometre
Emniyetsiz ve temiz;sıfır güven
İlk şıkları işaretleyerek buçuklardan geçer notlarla bir yere kadar
İlk akla gelen hediyeyi mesela deri cüzdan vakkodan
                            eşarp alarak nereye kadar
Muhammedden beri böyle sevilmedi,birinci çığlıkta
                            ağlayacaktır ikincide pişman
Olacaktır, üçüncüde (üçüncü şıkka kadar dayanacaktır)
                            her şeyim senindir şıkkı
Kaza eseri doğdu,tesadüfen yaşadı kaza eseri ölmeye
                            razı değil; bu dördüncüydü
Bütün şıkları görmeden karar verme sevgilim, yoğun bakımla morg arasında
Kullanacağın son kelimeye.

HERHANGİ BİRİNE ÇAĞRI

ihanetten bir alıntı sağlığınla gelirsin;gelirsen
unutmabeni çiçekleriyle yaralarımı süslersin
utanılası bir şeydir katıksız pembeliğin
bu yüzden kitaplardan yalnızca
ıslık çalmasını öğrenebilirsin
tüm iyiliğin filmlerin iyi bitmesini istemek
ama bu şehre gelirsen unutma beni ara
sana bir çay ve temiz yaralar ısmarlarım
öfkem geçer, dinle yüzümü sakince bakarım
seni yalnız ben anlarım.

MUHATAP

bunda merak edecek ne var
bir mısra,hayat kurtaran bir mısra
a’yı ne kadar uzatacağını bilmeyenlerden şair
imtikam alacaktır
tercüme kokan yerli kahpeliklerden
telif olsa da fark etmeyecek
otuzuna gelmiş ama yirmisine gelememiş kızlardan şair
kırkına gelmiş ama adına para bastıramamış erkeklerden
hiç asabı bozulmayan,başka her yeri bozulan
aptallar için tekrar etmek gerekirse
şair intikam alacaktır.

Kitabın adı : Tehlikeli Belki
Şairi :Osman Konuk (1961-…)
Yayınevi: Profil
Basım yılı: 2012 (1.baskı 2006)

Osman Konuk’u GregorumSamsam’ın alıntılamasıyla duymuştum.(Şiirinde beslendiği kaynaklardan biri gün yüzüne çıkmış oldu böylece:p) Kitapçıda görünce kendisine bir şans vereyim demiştim. En sevdiklerimden üçünü yukarıda alıntıladım.

Sevmedim desem yalan olur ama çok da çarpmadı beni bu şiir tarzı. Sanırım şiirin içine gündelik dilin ve güncelin adıyla sanıyla katılmasını yadırgıyorum hâlâ. Son tahlilde ise gördüğünüzde alıp okuyun derim.


Kitapta, Afyon Kocatepe Ün.'de öğretim görevlisi olan Konuk’un 3 dönem şiirleri yer alıyor: Tehlikeli Belki (2000-2005), Gencolmak(1983-1991) ve Seni Yalnız Ben Anlarım (1979-1982)

Diğer kitabım ise Bahaeddin Özkişi’nin Sokakta romanı. Müthiş hikâyelerinden sonra bu romanı tam bir hayal kırıklığı oldu doğrusu. Bu romanıyla Peyami Safa Başarı Ödülü almış 1975’de. Ve Peyami Safa üslubunun kötüce bir taklidi (hem konu hem anlatım olarak, yoksa Türkçe pırıl pırıldı) olmuş. Belki üzerinde biraz çalışmayla daha iyi olabilirdi. Peyami Safa’nın da sıkça başvurduğu, bazen onda da sırıtan, iki zıt düşünce-ideolojiyi iki karakterin ağzından “çarpıştırmak” yöntemi aşırı didaktik olmuş. Bu sizi romandan soğutuyor. Romanın konusu da işlenen bir cinayetin aydınlatılması. Komiserimiz cinayetin işlendiği sokakta büyümüş ve katil zanlısı çocukluk arkadaşı. Arkadaşı cinayeti “onlar”ın işlediğini iddia etmektedir. “Onlar” ise günümüz biliminin ve medeniyetinin varlığını kabul etmediği mahluklardır. Komiser, çocukluğuna,çocukluğunun geçtiği “eski” sokağına ve anılarına geri döner ve ip uçları ardı ardına sıralanmaya başlar. Didaktik söylemi olmasa iyi bir polisiye olabilirdi. (Yazarın romandaki asıl başarısını Köse Kadı’da gösterdiği yazılıyor. Bakacağız:p)

Kitabın adı : Sokakta
Yazarı:Bahaeddin Özkişi (1928-1975)
Yayınevi: Ötüken
Basım yılı: 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)