OKEYE DÖRDÜNCÜ, KİTABA İKİNCİ ARANIYOR

İ.Pelit'in hat kalemiyle imzalı son kitabı, okunmayı bekliyor


Kabbani’den sonra Ve Hipopotamlar Tanklarında Haşlandılar’a başladım. Bir gecede bitirdim bu kısa ama iyi yazılmış romanı. (Sel Yayıncılıktan çıkan bu kitabın adını ikinci kez FTS’de (bkz. Adnan Algın etiketi) görünce almaya karar vermiştim. Beat akımının öncüsü kabul edilen yazarlarının aslında ilk çalışmaları. Ama yaşadıkları bu hikayeyi yayınlamalarına yasak konmuş, bizzat katil tarafından. Dolayısıyla katil ölünce, yazıldıktan on yıllar sonra yayınlanmış. Bu arada bir çok kez gözden geçirilmiş. Tasvirsiz,sadece olayları adım adım, yalın olarak anlatımı çok ilginç. Yine Amerika’nın dönem atmosferini yansıtması açısından belge niteliğinde. Yazarları: Jack Kerouac, W.S. Burroughs)

Sonra dedim, İsmail Pelit’in kitaplarına devam edeyim.Pelit’in Türk İktisat’ı ilişiyor gözüme,kitap yığınımın içinde. Alt başlık “İsrail Bayrağına Yazılmış Şiirler.” Kabbani’nin Gazaba Uğramış Şiirler’inden sonra okumuş olayım diyorum.

Pelit, önsöz yerine’de açıklıyor derdini: …İsrail bayrağının yakılmayıp üzerine şiir yazılabildiği bir dünyayı hayal edebiliyor musunuz? şiir yazmanın en anlamlı tepki biçimi olarak kabul edildiği bir dünya? (s:13)
…zorbaların istediği tepki sanatla ifade edilen tepki değil…(s:13)
…tüm yeryüzü şairlerinin israil bayraklarına kendi şiirlerini yazdıkları günü bekleyeceğim.(s:11)


Pelit’in bu fikri-eylemi “mantıklı-anlamlı.” Ama bireysel kaldıkça istenen amaca ulaşmayacağı da (ulaşmadığı da) aşikâr. Ki Kabbani’nin 20 yılı aşkın bir süre yazıp sonunda “artık asker elbiselerimi çıkarıyorum…” dediği denemesi kalbimin hüzünlü ucunda şu an… Fakat bu demek değil ki bu şiirler yazılmasın. Tam tersi! Her milletten şair yazmalıydı-yazmalı bu şiirleri:

… tüm dünyayı ilgilendiren ahlakî bir gerçeğe sırtını dönen şairlerin, yüzlerini döndükleri yerin insanları ne kadar ilgilendirdiği sorgulanabilmeli. (s:9)

Metinlere/şiirlere gelince, Pelit’in 2. İntifada’nın başladığı günler (30 Eylül 2000) ile Mavi Marmara saldırısı(31 Mayıs 2010) arasında yazdıkları imiş bunlar.

Pelit’in alt alta mısralar olarak değil de yan yana yazmayı biçim olarak tercih ettiği ve İsrail bayrağının basılı olduğu sayfalara yazılı bu metinlerde şiir tadını buldum ben. Şiir ile şiirli metin arasında gidip geldi desem…İyi bir şiir okuyucusu olmadığım için fazlasını söyleyemiyorum.Yine Musiki Bu’daki tarz,  bazı yerlerde de bizzat Kur’an’ın hitap şekilleri vardı. (İçerik birebir aynı olmayabilir,ama meal okumuş herkes bunu fark edecektir sanırım.)

İsrail’in bu denli güçlü ve korkusuz olabilmesinde diğer devletlerin-halkların suçunu,bizim suçumuzu da göz ardı etmiyor,dolayısıyla bir eleştiriler bütünü de bu kitap.

Artık unutmayı,görmezden gelmeyi denediğimiz  bir yaralı olan Filistin için değil, asıl yaranın bizde olduğunu tekrar görmek için  olduğu kadar Pelit’in kendine has üslubu için de okunmalı derim.

Yalnızzzz…. Pelit’in asıl okumak istediğim kitabı Cami. Ama okuyamıyorum. Okumam adeta yasaklanmış: “ bu yapıt aynı vakitte,aynı koşullarda iki kişi tarafından, iki devrede okunmak üzere iki yönlü kurulmuştur. yapıtın “iki kişilik” olduğu gerçeği, onun iki kişi tarafından iki ayrı yönden,aynı zamanla okunmasının rica değil gereklilik olduğu unutulmamalıdır. ancak iki kişiyle kavranacak gerçekliğin sunumudur bu.” Fotoğrafta gördüğünüz gibi kitap gerçekten “iki başlı!” Şimdi ben de bu kitabı okumak için ikinci kişiyi arıyorum! Haftanın belli bir ya da birkaç günü, aynı saatte benimle birlikte bu kitabı okuyacak birini.(Aynı koşullarda nasıl olacak,mekân birliği mi acaba?)

not: Noktadan sonra küçük harfle başlamak ve özel adları büyük harflerle yazmamak Pelit’in kendi tercihi.Bu yüzden alıntıları kitaptaki halleriyle yaptım.


6 yorum:

  1. kearouac-burroughs okuyacak birine benzemiyordun sen!!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen de aynı hataya düştün bak. Önyargılısın. Okunmayacak kitap yoktur :)

      Sil
  2. iyi alintilar degil cünki Zeburdan, ilkden degil, israil ötesi bir sevda bu, sonu olmadigi gibi baslangicida yok!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru dürüst alıntı da yapmamıştım ama :)
      Zebur okumuşluğum yok, ama ilahi kaynaktan beslendiği aşikardı :)
      İsrail ötesi elbet, böyle bir duyarlılık sadece bir millete yönlendirilmiş buğzdan kaynaklanmaz,temeli daha sağlam bir nas'a ve duyguya bağlıdır...
      Adınızı bahşetseydiniz ...

      Sil
    2. Yazdıklarıma tekrar baktım: Hitap şekilleri demişim zaten, biçim..

      yine asıl yaranın bizde olduğunu derken de manevi yaralarımıza gönderme yapmak istemiştim...

      Kitaplardan uzun alıntılar yapamıyorum,yoruluyorum yazarken.Aslında uzun alıntılar yapsam burayı okuyanlar daha net bir fikir elde edebilirler sanırım...

      Sil
  3. Bayrak yakma olayı cidden sıkıntılı ve tasvip etmediğim bir durum çünkü her ülkenin bayrağı o ülkede yaşayanlar için kutsal!

    YanıtlaSil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)