FAX, TAXI & SEX

“Bir kitapta din, cinsellik ve siyaset varsa o kitabın “çok satanlar” listesinde yer almaması mucizedir. Peki bir yazının başlığında “sex”in kullanılması o yazının okunması için sağlam bir yem sayılır mı? Eh, bir parça…”

Diyor yazarımız kitabın ilerleyen bölümlerinde. Ben de aynı yemi kullanıyorum şu an.

Bu yazının konusu olan kitabımız, sayın yazarının jestiyle (jest: (fr.) Beklenmedik iyi davranış; bkz. TDK online) elime geçti. Kendisine bir kez daha, bu kez Türkçemiz adına attığı bu çığlıktan ötürü teşekkür ediyorum.

“Etkili ve yetkililerin Türkçe’nin korunup kollanması, geliştirilmesi konusunda sus pus haline ek olarak,şîrâzesinden çıkmış berbat bir argonun dilimizi ele geçirmesine seyirci kalmak,Türkçe’nin “internet ve cep telefonu Türkçesi” marifetiyle canına okunmasına popülist bir hoşgörü göstererek; işte,gelecek buradaki yüksek “fırlama” enerjiden doğacaktır,tezinde dillendirilen görüşlerle günümüzün “dezenformasyon” mağduru gençlerini pohpohlayanların “korkunç” sorumsuzluklarına bir Türkçe sevdalısı, bir Türkçe tutkunu ve dahi fakir bir “redaktrö” daha ne kadar dayanabilirdi ki?”

Kitap, yazarımızın da içinde bulunduğu “reklam sektörü” özelinde, tüm medya mensupları ve halk olarak bizim Türkçe’yi kullanırkenki hoyratlığımıza bir “dur ve düşün” haykırışı. Ki okurken Feyza Hepçilingirler’in Türkçe “Off” kitabı hemen aklıma geldi. Üslup ve örneklerin kaynağı açısından (yazılı ve görsel medya) aynı kaynaklardan beslenilmiş. Yalnız Adnan Bey’in üslubunun daha samimi, neşeli-eğlenceli ve “teenager” olduğunu (iğneleyici sıfatını unutmuş değilim:) ) belirtelim. Zira satır aralarında okuduğumuz gibi ilk önce “yeniyetme” reklamcı meslektaşlarına seslenmekte kendisi.

Kitabı okurken yazarın derin merak ve zengin çeşitte bilgilerini (Türkçe başta olmak üzere kökenbilim, edebiyat,şiir,müzik…) aktarışı da hoş doğrusu; serbest çağrışım yöntemini pek kullanmış. Bir-iki bölümde “ne alâka” dediysem de çoğunluğu yerli yerindeydi.

Kitap hacimli görünse de sol sayfaların boş bırakılması hem biçimi hoşlaştırmış,hem de okunacak sayfa sayısını yarıya düşürmüş; gözünüz korkmasın.

Dilimizin içinde bulunduğu içler acısı duruma samimiyetle dikkat çektiği için çok önemli buldum bu kitabı. Kaldı ki özelde reklam işiyle ilgili olanlar için de çok değerli ipuçları barındırıyor. Yine bir “redaktrö”nün sektördeki ahvalini de anlatmakta yazar, şahsî tecrübelerini katarak.

Üslubundaki canlılık ve akıcılık ise didaktik olmaktan çıkarıyor eseri. Kolaylıkla okunuyor. Çok “keyif veren” bir okuma oldu doğrusu. Ve dahi bu ve bunun gibi kitaplar mutlaka okunmalı. Sık sık okunmalı.

Bu arada kitaptan burada haberdar oldum, burası da yazarın blog sayfası. Bir göz atın derim ben, güzel makaleler mevcut.

Künye:
Kitabın adı: Fax, Taxi & Sex, Espassız Sayıklamalar
Yazarı: Adnan Algın
Basım yılı: 2009
Yayınevi: Reklam Yaratıcıları Derneği ve Bamm

Lafı uzatmadan alıntılara ve yazarken çelişkiye düştüğüm, kendimi de zaman zaman yapar bulduğum hatalardan bir kısmını yazmaya başlıyorum:

Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil diyerek Fuzulî’den açılış yapmışsa da yazarımız, samimi her çabanın tesirli olduğunu hatırlatarak devam:

İnsan hayatında her şeyin bir anlamı vardır. Merak ise bu anlam arayışının kâşifidir.
Yeterli bilgiye sahip olamadığımız konularda hüküm vermek, düşüncemizi kabul ettirebilmek için “statü”müzü ve “popülarite”mizi kullanmak Seven’ın John Doe’sunun “kitabında” yer alan günahlarla aşık atabilir. Bir başkasının fikrini tam anlamıyla anlamadan ahkâm kesmek veya fikre değil kişiye saldırmak John Doe’nun olmasa da, bir kalp taşıyan insanın gözünde “ölümcül günah” düzeyinde, “gönül kıran” hatalı bir tavır olarak yer alır.
Şu bilgiyi verelim ki bir harf eksiğinin/ fazlasının, “büyük-küçük” oluşuna dikkat kesilmeyişimizin, noktalama işaretlerine olan tenezzülsüzlüğümüzün ( yükselen itiraz seslerini duyabiliyorum, e’ler,ü’ler ve z’ler için) müzmin hali artarak dilimizi yıpratmasın. “Concord” mu, Concorde” mu? İngiliz-Fransız ortaklığı ürünü bu tayyarenin adının İngilizce mi, yoksa Fransızca yazılışıyla mı göklerde salınacağı konusu her iki ülkede uzunca bir süre tartışılmış ve söz konusu işbirliği askıya alınmıştı. Fransızların anadiline hiç de “Fransız” kalmayan bir millet oluşunu bu vesileyle belirtmek gerekiyor.

antiparantez değil antrparantez

Sayende işten kovuldum değil senin yüzünden işten kovuldum. (saye: Farsça; gölge demekmiş)

500 TL’na değil 500 TL’ye

k: Bu harfin okunuşu 1.11.1928 gün ve 1353 sayılı yasaya göre ke’dir, ka değil.

kalıbı dinlendirmek: (argo) Ölmek

Gülmesini bilmeyen dükkân açmasın değil gülmeyi …

şeker ilavesiz yerine şekersiz

kullanıcı dostu yerine kullanışlı

tüccar,eşya,esnaf,erzak,evrak,ebat;hepsi de zaten çoğul olan kelimelerdir; tüccarlar,esnaflar,eşyalar şeklinde kullanımı yanlıştır aslında…

sütyen değil sutyen

sübap değil supap

seyri doyumsuz değil seyrine doyulmayan

tüm; belli sayıda olanın karşıtıdır; bütün ise tam,eksiksiz,parçalara ayrılmamış,hepsi demektir.

kaza sonucunda değil kaza sonunda

şok olmak değil şoke olmak yahut şok geçirmek

karşılıklı bakışmak değil bakışmak (işteş fiil özelliği)

Kitaptaki ilginç bilgilerden birisi de Dante’nin İlahî Komedya’sının 937-1057 yıllarında yaşamış âmâ Arap şair El Maarri’nin Risalet-ül Gufran- Merhamet/ Kefaret Mektupları’ndan açık izler taşımasıymış.

Quidquid Latine dictum sit,altum viditur: Latince söylenen kulağa hoş gelir. ( :) )

B.Necatigil, sık sık ve uzun şiir yazanlar için “Şiir kontrol hapı almamış” dermiş.

Bu dünya belki de başka bir dünyanın cehennemidir. A.Huxley

Haydut herif tamlamasında, ilk kelime Macarca,ikinci ise Arapça imiş!

moruk, Ermenice sakal demekmiş…


SON SÖZ : “O halde çözüm ne olabilir, herkes çözümün bir parçası olabilir.”









9 yorum:

  1. Çok enteresan. Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  2. Yazar,çizer takımı başta olmak üzere hepimizin mutlaka göz atmasında fayda var. Yüklü ve eğlenceli bir kitap:)

    YanıtlaSil
  3. Tamamdır, ilk sıraya aldım. Teşekkürler..

    YanıtlaSil
  4. Değişik bir kitapmış. Listeye alalım...

    YanıtlaSil
  5. Necdet POLAT23 Mart 2012 11:33

    Kitabın yazarı; Adnan Algil değil Adnan Algın. :)

    YanıtlaSil
  6. Teşekkür ederim Necdet Bey, yeğenden bilgisayarı kapmaya çalışarak yazınca böyle oluyor işte:(

    YanıtlaSil
  7. Arkadaş,ben bi konuşma özür dilerim,yazışma anımsıyorum.. Tee Claire yazılarından kalma. Birisi bana epey saydırmıştı yabancı kelime kullanımınailişkin ve itirazlarımı (kasıtlı ve dikkat Çekmek için kullanıyorum o kelimeleri demiştim) dinlememişti. Ahh ah, demek ki benzer biçimde kitap yazmam lazımmış övgü almak için.:P

    YanıtlaSil
  8. Arkadaşım, dikkatleri fazla sündürmeye gelmez,kopar bilirsin:) Adnan Bey'in mazereti senin benimkileri aşar, ucunda "ses bayrağını" dalgalandırmak var :)

    YanıtlaSil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)