Yayınevi: MEB
Basım yılı:1967
Eserin yazıldığı tarih: 1257
Çeviren: Hikmet İlaydın
MEB'nın Şark-İslam klasikleri arasındaki bu eseri daha lisedeyken duymuştum; Gülistan ile beraber. Kitapçılara girdikçe aramış, bulamamıştım. 2. el kitap satan bir kitabevinde görünce aldım.
Çeviren, Sadi'nin beyitlerini düzyazıya çevirmiş, geniş dipnotlar ve açıklamalar düşmüş. Döneminin hükümdarına nasihatler içeren bu eserde Sadi,hikaye ve menkıbelerden faydalanmış.
Kitabı bitirmeden başka birine geçtiğimi itiraf ediyorum.
Eşitlik adaletin ve hakkaniyetin yerini tutmayan bir kelime olduğunu sanıyorum.
YanıtlaSilAslında dediğiniz doğru. Ama bir eşitsizlik sorunu da yok değil mi, özellikle ülkemizde? "İNSAN" olarak herkesi eşit görmeyen zihniyet her yerde karşıma çıkıyor benim. (Eskisi kadar sert olmasa da)Konu komşu arasından tutun da devlet kurumlarına, aydın geçinen bir grup zümreye kadar. Bazılarını insadandan saymayıp onlara adalet, konfor, kültür, bilgi... gerekmez, olmasa da olur denmiyor mu, denmedi mi? YARATILANI SEV, YARATANDAN ÖTÜRÜ sözü geliyor aklıma.
YanıtlaSilKarıştırıyor muyum hadiseyi? Neyse derin mevzu :)
Egalite kavramının karşılığı eşitlik biliyorsunuz. ama bizim kültür dilimizde adalet kavramıyla hakkaniyet kullanılır. Beş parmağın b.eşi aynı değildir. İşlevleri de farklıdır. Beş parmak bir elin işlevselliğini görür. Bir el ve kol da vücudumuzun bir azasıdır. Hakkaniyet kavramı gönül rızasını kazanmsıdır. Gönül rızası da Allah'ın razı olduğu ulvi bir değerdir. (Sürçi lisan ettiysem affolsun)
YanıtlaSil