Bazı hikâyelerin, romanların bir sahnesi, diğerlerinden daha çok kalmış aklımda. O kadar
canlılar ki, adeta o hikâyeyi ya da sekansı yaşamışım gibi. Benim gibi
ezberinde ne bir çift mısra olan, ne de
okuduklarından bir cümle anekdot dahi kalan biri için şaşılacak şey.
1. gün: Öğleye doğru alışılmadık bir halsizlik çöker ama
umursanmaz, işlere devam edilir. Akşam yemeğinden sonra birden bir titreme
gelir ki balçığı yediğinin işaretidir ama artık çok geç gülüm.
2. gün: Bir önceki gece yorganın altında titrenerek geçince
ilaçlar ve kat kat giyinmeler başlar. Akşama doğru gözler, tavaya akıtılmak
üzere olan yumurtalar gibi yuvalarından uğramaya başlar. Vücudu ateş basar.
Kaslar dilim dilim dilimlenir. Kemikler ise soteleniyordur. Yataktan
kalkamazsın. Bu flu'nun seninle olan fantazisidir, seni günlerce yatağa
bağlamak. Çok geç gülüm. O bakışı atmayacaktın.