LADY DİANA'LIKTAN PRENSESLİĞE GEÇTİĞİM GÜNÜN ERTESİ

Kulaklığımı mini telefonuma takıp kapıya yöneldim.
Fizik tedaviye giderken giyerim diye aldığım ucuzundan spor ayakkabılarımı geçirdim ayağıma. Hışımla bağlarını çektim, sıkıladım.

ZAMANSIZ




Necati Mert de geç okuduğum yazarlardan.
Geç okuduğum ve buna hayıflandığım.
Arada o kadar şişirme ve değmeyecek kalem okumuş oluyor ki insan, böyle ustaları geç keşfettiğine yanıyor bazen.

Gerçi kötü ya da vasat olmasa iyiyi ayırt edemezdik, değil mi? :)

GEÇEN SENE DOĞANLAR, HUMA KUŞLARI VE İNATÇI LEKE...

Onur Çalı'nın Huma Kuşları (Nisan 2015, ilk basım) ve Geçen Sene Doğanlar (Ocak 2013, ilk basım) kitaplarını okudum.

Kısa kısa öyküler bunlar. Arka kapaklardan birinde yazdığı gibi "Son kuşağın diliyle renklenerek, ironisiyle ışıldayarak... " yazılmış, güzel hikayeler.

Aşina olduğumuz hayatın anları, sahneleri sade ama canlı  ve keskin bir anlatımla öykülenmiş her iki kitapta da.  Kimisi tek satır mesela; Dijital Yerli Gencin Yalnızlığı ( G.S. Doğanlar)

 "2 gündür kimse sms atmıyo aq."

Define Ağacı, İsa'ya Göre İsa,  İyi Olduğuna Çok Sevindim sevdiğim öykülerden oldu.

Handan Acar Yıldız'ın İnatçı Leke'sinde ise atmosfer yaratmadaki başarısını gördüğümüz 20 öykü vardı. Felsefi göndermeleri, somuttan soyuta geçişleri ile başarılı öykülerdi bunlar. Kahramanın korkusunu sarı minik bir civcive benzettiği ilk öykü "Korkuyu Beslerken" hep bu azman civciv metaforuyla aklımda kalacak mesela...

Kitaba adını da veren İnatçı Leke, Madalya Sendromu, Şeffaf, Cama Akan Makyaj özellikle beğendiğim diğer öyküler oldular.

Öykü severlere üç kitabı da öneririm.






İKİ GÜN ÖNCE 1977'DE DOĞDUĞUMDA

Annem keşke kız olmasaydı demiş. ... Ilk kez sordum dogdugumda ne düşündüğünü (hissettiğini değil) ve ilk kez söyledi bunu.

Bunun sevgiyle ilgisi yok elbette. Anlayan anladı.

...
Izmirli ayakkabicilar bu işi biliyor vesselâm.
....
Bana sarildiginda insan olduğumu anlıyorum dedi. Evet, çocuk-insan.

DÜŞMAN YARATMAK

http://mabelard.blogspot.com.tr/2016/04/dusman-yaratmak.html

REÇİNE KOKUYORDU HELİN- KORKUNUN IRMAĞINDA- ARAMIZDA

Suzan Samancı iyi bir yazar.

Reçine Kokuyordu Helin'deki öykülerine ve Korkunun Irmağında romanına bakarak söylüyorum bunları.

1962 doğumlu, Kürt kökenli olan yazar  şu anda yurt dışında ikamet ediyor. Okuduğum iki kitabı da Kürt olmakla, doğudaki sorunlarla ilgili.  Özellikle romanın bir örgüt (Pkk ya da başkası?) üyesi olan genç bir kızın dağa çıkış sürecini kısa ama etkili bir şekilde anlatışı dikkatimi çekti. Bu konuda asla bir empati kuramam fakat yazarın kaleminin hakkını vermeliyim.