DIANA'NIN KANLI KAVAKLARI

Yazarın ikinci kitabıymış Diana'nın Kanlı Kavakları ( Ekim 2013, Şule yay)...

Masalla gerçeğin, düşle uyanıklığın bulanık çizgisinde oluşturulmuş atmosferleriyle eli yüzü düzgün öykülerdi bunlar. Kimisinde gotik izler bile duyumsadım. (Diana'nın Kanlı Kavakları, Gülperi'nin Dönüşü...)

KABUK BAĞLAR, GEÇER


Yeğenlerimden 2 numara, o zamanlar dört yaşında filandı. Annesi, bizimki düşüp müşüp irili ufaklı sıyrıklar edinince, nazlanmasın diye demiş; ağlama, kabuk bağlar, sonra geçer diye...

Sonra günlerden bir gün bizim valide başım ağrıyor mu ne demiş, bizimkisi de peltek dilleriyle: "Üzülme babaanne, kabuk bağlar, sonra geçer" deyivermiş en akrep haliyle....


O zamandan beridir aramızda bir uçurtmadır bu cümle, 

OKUYUP PAYLAŞMANIZ DİLEĞİYLE...

http://kafkayamektuplar.blogspot.com.tr/2016/05/okuyup-paylasmanz-dilegiyle.html


hastanelerde sıkış tepiş beklemek, hoyrat ellerden ve gönüllerden medet ummak öyle kötü ki...

SEYMENLER ÇIKMAZI

Bu aralar kitap okumalarımı, gerek blog dünyasından, gerek facebook'tan, gerekse de aynı dergide yazdığımız arkadaşlarımın kitaplarına öncelik vererek yapıyorum. Son zamanlarda sekteye uğramış olsa da.

Bu bağlamda okuyalı epey olmasına rağmen ancak yazabildiğim bir kitap Seymenler Çıkmazı.

Bir ilk roman.

Ve oldukça başarılı. Anlatım, mekan, atmosfer oluşturma, akıcılık...