EMİLE ZOLA VE HULYA


Allah’ım,  okurken beni çıldırtan kitap – hele ki yazarı klasikler arasında sayılıyorsa- nadirdir. Ama oluyor işte! Böyle uzun,fotoğrafik mekan-arazi  tasvirleri sebebiyle sıkıldığım ve sayfalarını atladığım  en son kitap  hatırladığım kadarıyla Balsac’ın  Köy Doktoru  idi. Orhan Pamuk’un  Benim Adım Kırmızısı da tasvirler yüzünden böyle hissettirmişti bana.

 Hulya, 1850’lerin Fransa’sında geçen tuhaf bir aşk öyküsü. Zola, bu eserinde, dini aşk ve çile motiflerini okuyarak dış dünyadan soyutlanmış bir halde yaşayan evlatlık Anjelik’in bu Hıristiyan azize efanelerindeki ermiş Agnes’in yerine kendini koyarak bir “hulya” kurmasını anlatmış.

Okumakla vakit kaybı elde etmiş oldum ama gerçekçilik ve  kurgu nasıl’ın hatrına,ev ödevi minvalinde okuduk işteJ Lafı gevelemeden olay örgüsündeki çabuk geçişler, tasvirlerin ağdalı hali ile tezattı doğrusu. Yine Anjelik’in mesleği olan işlemecilik ile ilgili uzun-gerçekçi tasvirler beni bezdirdi. (Natüralizmin öncülerindenmiş hazret) Sonlara doğru yine beklenmedik mucizevi gelişmeler ise bir şey ifade etmedi bir okur olarak bana. Tıpkı düğün gününde ölen Anjelik gibi.

Zola’nın, gencecik,dış dünyadan ve maddi aşktan habersiz de olsa,bir kadının genlerinde olan “cilve” durumlarını verişi hoşuma gitti sadece. Bu ve Anjelik’in psikolojik olarak kendini inandırdığı mucizeye dönüştürmesi de kaale alınabilir elbette. Gerisi bana uymadıJ

Herkese iyi okumalar.

Kitabın adı: Hulya
Yazarı: Emile Zola (1840-1902)
Yayınevi: Meb
Basım yılı: 1991
Çeviren :Hamdi Varoğlu

7 yorum:

  1. zola güzel bi abimizdir, hakkında konuşurken dikkatli olalım lütfen:)

    YanıtlaSil
  2. Başlarım ben onun güzelliğine, kanırttı beni okurken. Bir de Toprak var,korkuyorum başlamaya.

    YanıtlaSil
  3. Nanayı oku istersen. Sadece bir öneri. :)

    YanıtlaSil
  4. Şule, bilmem ki, Toprak'ı verip Nana'yı mı alsam,ya da Theres Raqiun miydi ne, onu?

    YanıtlaSil
  5. Onu oku istersen. Nana, sanki Meyhanenin devamı gibiydi, öbürü daha sevimli gelebilir.

    YanıtlaSil
  6. Hulya gibi aşkın askin transedental boyutunu trajedik bir sekilde ortaya koyan karsimiza engin bir psikolojik tutkuyu cikaran romani tuhafbir ask oykusu derecesine indiren degerli zata saygilarimi sunuyorum askin mahiyeti ancak bukadar safbir sekilde kaleme alinabilirdi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayın sayın sayın adsız:)
      Saygılarınız tarafımdan alınmış, hatta çiçek buketi misali hafifçe koklanmıştır :p

      Aşkı kutsallaştırmaya meyilli olduğunuzu görüyorum yorumunuzdan, erkek ya da kadın mısınız bilemem ama bu beni sıkıyor artık. Gerçi kitapta beni sıkan " tasvirlerin detaylılığı" idi. Konunun önüne geçmişti hatırladığım kadarıyla. yine de
      sevmedim efendim, zorla mı a :) Toprak'ı da okumadım tamam mı, oh, canıma değisin:)

      Sil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)