Allah’ım, okurken beni çıldırtan kitap – hele ki yazarı klasikler arasında sayılıyorsa- nadirdir. Ama oluyor işte! Böyle uzun,fotoğrafik mekan-arazi tasvirleri sebebiyle sıkıldığım ve sayfalarını atladığım en son kitap hatırladığım kadarıyla Balsac’ın Köy Doktoru idi. Orhan Pamuk’un Benim Adım Kırmızısı da tasvirler yüzünden böyle hissettirmişti bana.
Okumakla vakit kaybı elde etmiş oldum ama gerçekçilik ve kurgu nasıl’ın hatrına,ev ödevi minvalinde okuduk işteJ Lafı gevelemeden olay örgüsündeki çabuk geçişler, tasvirlerin ağdalı hali ile tezattı doğrusu. Yine Anjelik’in mesleği olan işlemecilik ile ilgili uzun-gerçekçi tasvirler beni bezdirdi. (Natüralizmin öncülerindenmiş hazret) Sonlara doğru yine beklenmedik mucizevi gelişmeler ise bir şey ifade etmedi bir okur olarak bana. Tıpkı düğün gününde ölen Anjelik gibi.
Zola’nın, gencecik,dış dünyadan ve maddi aşktan habersiz de olsa,bir kadının genlerinde olan “cilve” durumlarını verişi hoşuma gitti sadece. Bu ve Anjelik’in psikolojik olarak kendini inandırdığı mucizeye dönüştürmesi de kaale alınabilir elbette. Gerisi bana uymadıJ
Herkese iyi okumalar.
Kitabın adı: Hulya
Yazarı: Emile Zola (1840-1902)
Yayınevi: Meb
Basım yılı: 1991
Çeviren :Hamdi Varoğlu
zola güzel bi abimizdir, hakkında konuşurken dikkatli olalım lütfen:)
YanıtlaSilBaşlarım ben onun güzelliğine, kanırttı beni okurken. Bir de Toprak var,korkuyorum başlamaya.
YanıtlaSilNanayı oku istersen. Sadece bir öneri. :)
YanıtlaSilŞule, bilmem ki, Toprak'ı verip Nana'yı mı alsam,ya da Theres Raqiun miydi ne, onu?
YanıtlaSilOnu oku istersen. Nana, sanki Meyhanenin devamı gibiydi, öbürü daha sevimli gelebilir.
YanıtlaSilHulya gibi aşkın askin transedental boyutunu trajedik bir sekilde ortaya koyan karsimiza engin bir psikolojik tutkuyu cikaran romani tuhafbir ask oykusu derecesine indiren degerli zata saygilarimi sunuyorum askin mahiyeti ancak bukadar safbir sekilde kaleme alinabilirdi.
YanıtlaSilSayın sayın sayın adsız:)
SilSaygılarınız tarafımdan alınmış, hatta çiçek buketi misali hafifçe koklanmıştır :p
Aşkı kutsallaştırmaya meyilli olduğunuzu görüyorum yorumunuzdan, erkek ya da kadın mısınız bilemem ama bu beni sıkıyor artık. Gerçi kitapta beni sıkan " tasvirlerin detaylılığı" idi. Konunun önüne geçmişti hatırladığım kadarıyla. yine de
sevmedim efendim, zorla mı a :) Toprak'ı da okumadım tamam mı, oh, canıma değisin:)