Bu kitabı okurken ara ara Hesse okuyorum sanarak (sırada Hesse'nin bir kitabı da vardı ) kafam
karıştı. Fakat öyküler bittikçe bu yanılgımın farkına vardım...
Asıl okumak istediklerim sanırım biyografileri olacak
Zweig'dan. Ondan ilk okuduğum, ikinci el kitapçımdan aldığım kırmızı ciltli bir
Acımak'tı. 7-8 yıl önce... İnsanın acıma ve yersiz merhamet hisleriyle başına
açabileceği dertleri anlatıyordu ki okurken bunalmıştım. Satranç'ı da bir çırpıda okumuştum, yeniden okumam gerekebilir, beni çok içine almamıştı ya... Zweig demişken Büyük Budapeşte Oteli 'ni anmamak olmaz.
Okurken bu öyküleri, bir kez daha iyi bir öykünün detayları,
düşünce ve his parçalarını iyi yakalayıp üşenmeden anlatmak ile mümkün olduğunu
gördüm kendi hesabıma:)
Bu kitaptaki ( Yordam Kitap 2013) üç öyküden Kadın ve Doğa
en hoşuma giden oldu. Hatta kimi yerleri okurken Peyami Safa'nın Sema ve Gölgesi aklıma geldi. Öyle bir benzerlik...
Beni benden alan alıntı ise Bir Kadının Yirmi Dört Saati adlı
öyküsünden:
Bir başka alıntı ise- ki öykünün asıl teması diyebiliriz- iradesine, nefsine çok güvenen "nezih" insanların kendilerini hata yapmaktan- günah işlemekten münezzeh sanmalarına dairdir ki uzun uzun yazmak istemiyorum.
hesse en sevdiğim yazar. zweig da bizim ülkenin çok sevdiği bir yazar. bir tek o yirmidört saati okudum ve çok sevdim. tabii çevirmen ve yayınevi de çok önemlii. diğer yazarı okumadım. spencer olanı :)
YanıtlaSilbiliyorum sen de Hesse seversin.
Silspencer holst iyi. başka kitaplarını da arayacağım.
Bende bende seviyorum Hesse yi. :)
YanıtlaSilZweig in hayatın mucizeleri ni okumuştum. Onu da çok sevdim.
Diğer yazari ben de okumadım bilmiyorum.
Selamlar. ..
Aleyküm selam.
Sil