eski defterler pardon dergiler yahut

DÖNEMİMİZİN ROMANI OLUR MU...

Üniversitedeyken doğru düzgün kitapçı yoktu şehirde. Üstelik "Aaa, orası ülkücülerin, orada görünme, aaa burası şucuların ne işin var..." diyen kimseler vardı çevremde...İçerik olarak baktığında da üniversite kitapları ağırlıktaydı. Edebiyatla, sanatla ilgili kitap (rastgele, ne olursa artık) bulabildiğim bir tek yer vardı - adını şimdi hatırlayamıyorum, merkezdeki Medrese'nin içindeydi, evime yakın olduğu için de en çok oraya uğrardım, hey gidi günler-... 

İşte o kitabevi, bazen kitaplarımın arasına kimi dergileri sıkıştırırdı hediye olarak.Onlardan birkaçını saklamışım bazı yazılarından dolayı. O zamanlar ne idüğü belirsiz kimi isimler şimdilerin çok popüler yazarları olmuşlar :)) Bunlardan birisi de Murat Menteş. O zaman (1999 tarihli Kitap Haber dergisi, şimdilerde yok galiba bu dergi ) şu şekilde not düşmüşüm Menteş'in tarzı için :)


                                       

                                          Hâlâ bir Menteş kitabı okumadığım için yeni yorumlar getiremiyorum :)


Dergileri saklamamdaki ilk ve en önemli etken yazarlarla yapılan söyleşiler ve tahlil yazılarıydı. Selim İleri'yi kitaplarından önce bu söyleşilerle tanımıştım. Açıkçası sonradan okuduğum roman ve öyküleri arsında sadece Dostlukların Son Günü ile  Perisi Kaçmış Yazılar'ı beğendim.




Günümüzün romanı diye bir şey doğru mu sorusuna verdiği yanıt. Haklı bence de. (Sene 1998, ama yazıyı kestiğim derginin adını not etmemişim sayfanın üstüne.)


Ha bir de bu "tip" makaleler olurdu:


ne hikmetse blogger tersinden ekledi bu fotoğrafı

2 yorum:

  1. Gıpta ettim :) Yıllar önce ben de biriktirip dururdum böyle yazılar, dergiler. Sonra başedemez oldum - özellikle de taşınmalar sırasında - ve hepsini attım :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de attıklarım oldu, bunlar kalanlardan. Ara ara karıştırıyorum böyle.

      Sil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)