BORGES, BORGES,BORGES

Kitap: Alef (El Aleph, 1949)
Yazar: J.L.BORGES (1899 Buenos Aires,Arjantin - 1986 Cenevre, İsviçre)

Yayınevi: İletişim, 2010, 10. Baskı
Çevirenler: Tomris Uyar, Fatih Özgüven, Fatma Akerson, Peral Bayaz Charum



Borges hakkında topu topu iki- üç yazı okumuştum ama iyice merak ettiren metinlerdi bunlar. Gariptir ki karışık hislerle erteledim okumayı. Bir de yakındaki kitapçılarda bulamıyordum. İyice oluruna bırakmıştım. Geçen ay günü geldi, gidildi,alındı. Ama hemen başlamadım tabii o garip his sebebiyle. Bir müddet kitaplıkta serazad durdu öyle.


Okumaya başladım. Yavaş yavaş ilerledim.Bitirdim.

Ve …nasıl anlatabilirim!

Arka kapakta da yazdığı gibi sanki yüzlerce sayfa okumuşuz, evrenler içinde evrenler gezmişiz hissini veren öykülerden oluşuyor Alef.

Garcia Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık’ındaki doğaüstüyü doğallaştıran o çarpıcı ve akıcı tarzı hatırlatan bir üslubu gördüm Alef’de genel olarak.


Düşle gerçek, doğu ile batı, kuzey ile güney, göl ile okyanus,İslamiyet ile Hristiyanlık, geçmiş çağlar ile bugün, eski moda ile yeni moda, felsefe ile mizah, kütüphaneler ile sokaklar, tabiat ile teknoloji, taşra ile gökdelenler arasında gidip gelmiş, yıldızlar katına çıkıp mitoloji prensesleriyle bakışmış , insanları gözetlemişim gibi hissettim Alef’i okurken.


Ve bir itiraf : Öykülerde geçen gerçek (hangileri gerçek değildir bilemem ya) yer, kitap,yazar isimlerinin yarıdan fazlasını duymuşluğum yoktur. Borges’in Batı-Latin-Yunan klasikleri kadar Doğu-İslam eserlerini de “biliyor” olduğunu yine evvelden okuduğum makalelerden biliyordum. Ve öykülerin içinde bunlar öyle erimiş, billurlaşmış ki hayran kaldım.

(Misal; öykülerden biri Averroes yani İbn-i Rüşd ile ilgili. Hani “bir Doğulu olarak ben” yazmalıydım böyle bir hikayeyi, ama nerde bizde İbn-i Rüşd’ü tanıtacak eğitimciler,okuyup anlayacak istek ve tavır? )

Kaçmak isteyebileceğim ( dönmesem de olur ) bir dünya buldum Borges’de. Borges’in Dünyası. Diğer kitaplar için bütçe çalışmalarına hemen başlamalıyım.

Sonuç olarak bana sorarsanız,hâlâ varsa, BORGES okumayan kalmasın lütfen! :)



NOT: O makalelerden birini buldum:

“Borges ve Borges’in sanatı üzerine kuracağımız her türlü yaklaşımın, bakışın, bir süre sonra hayal ile gerçeğin,
 kurgu ile yaşananın sürekli birbiri ile yer değiştirdiği bir labirente dönüşmesi kaçınılmazdır. Borges ve Borges’in yazınsal stratejisi budur çünkü.

“ Bunları ben mi yoksa o, Borges mi yazıyor, bilemiyorum.” Diyecek kadar kurnaz ve oyunbaz biriyle karşı karşıyayız…Kısacası bir okur olarak Borges’e karşı hep tetikte durmak zorundayız.

…….Borges anlatılarındaki olayların anlık sapışları,sürprizler, geri dönüşler, belirsizlikler, ters yüz etmeler, bulanıklaştırmalar; kısacası kullandığı tüm teknikler bize “kurgunun kurgusunun kurgusu” dugusunu iletmektedir….(V.B.BAYRIL, seneyi yazmamışım kupüre, amaFicciones’in İletişimden ilk baskısı üzerine yazmış bu makaleyi)

3 yorum:

  1. mavikalemdekiler @ Yaşadığım bu hatıra-öyküyü çala kalem yazdım. Üzerinde biraz durulabilirdi ama acele ettim doğrusu paylaşmak için. Yazıda bulunan çizgi ise Çanakkale savaşlarında bir hocanın cephedeki torunundan gelen mektubu okurkenki çizimini yapmıştım. Biloğumda onu da kullanarak paylaştım.

    Ziyaretiniz için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  2. İlginç tabi, merakım olmadığı bir konuyu okuttun bana valla sayende birçok şey öğrendim! (:
    Bu arada bayramın kutluu olsuun, nice sağlıklı ve güzel bayramlara! (:

    YanıtlaSil
  3. TEŞEKKÜRLER VE SİZLERİN DE BAYRAMI KUTLU OLSUN...

    YanıtlaSil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)