AHTAPOT ÖĞRETMENİM

Momentos'un blogunda görmüştüm, ona da Kafka'ya Mektuplar önermiş.

Severim su altı belgesellerini,  ne de olsa Kaptan Cousteau devrinin çocuklarıyız, su altı dünyası kâşifiyiz kendi hayal dünyamızda. Nefessiz kalma korkusu olan biri olarak çocukluğumdan beri sualtı beni büyülemiştir.

Bu belgeselde, Güney Afrikalı bir filmci, hayatından, mesleğinden bıktığı bir dönemde - 20 yıl sonra-  çocukken dalışlar yaptığını hatırlar ve bunu tekrarlamanın kendine iyi geleceğini düşünür.

İşte bu dalışları sırasında bir ahtapotla "tanışır ve arkadaş olur."

Ahtopatlar zeki hayvanlar diye biliyordum zaten, burada da bunu ve insana olan yakınlığını görüyoruz. Yumuşacık sarılışına özendim valla, benim rahmetli muhabbet kuşum anca gagalar, saçlarımı çekerdi ensemden  :)

Bir yıl gibi ömrü olurmuş ahtapotların. Filmin aynı zamanda yapımcısı da olan anlatıcı, gün gün tuttuğu kayıtlardan bu filmi yapmış...

Bir amaç daha koydum kendime buradaki harika görüntülerden sonra: Bir okyanus görmek yakından. Ölmez sağ kalırsak:)



Rast gele link: J. Cousteau hk. https://tr.wikipedia.org/wiki/Jacques-Yves_Cousteau

Rast gele link: Ahtapotlar hk   https://popsci.com.tr/ahtapotun-zekasi/


4 yorum:

  1. Kaptan Kusto'yu ne çok izlerdik sahi....asır geçmiş gibi geliyor:((o belgesele biraz baktım sonra kaldı ama tekrar devam edebilirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten uzun zaman olmuş... zaman geçmiyormuş aslında, o olduğu yerde kalıyormuş, biz gidiyormuşuz.
      dediğim gibi ben en çok dalgalı okyanusu seyretmeyi sevdim:)

      Sil
  2. Çok duymaya başladım bu belgeseli, not aldım. Kaptan Kusto'yu özlemişim:)

    YanıtlaSil
  3. Ben yeni bir şey bulmadım ama dalgalı okyanus şahaneydi:)))

    YanıtlaSil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)