HERKESİN ELİNDE KIRMIZI HAYDAR


HERKESİN ELİNDE KIRMIZI HAYDAR...
Evvelki gün kızkardeşimle konuşuyorduk telefonda. İkimizde de bir bezginlik. Dur, iyi bir şeylerden bahsedelim artık dediğim her seferinde baktık laf yine olumsuz bir şeye gelmiş....
Cuma akşam 8 gibi evin önünde bir bağırtı koptu.




Bu Ankara'nın müthiş müteahhitleri mutfağı cadde önüne yerleştirmişler, mutfaktayım.


Bağırtı anında kavga seslerine döndü. Gayriihtiyari pencereye koştum. Bir başörtülü orta yaşlı kadın evin önünde, kaldırımda.  Birkaç genç erkek. Siyah bir doblo tipi araçtan iniyorlar, inmişler. Önce hepsini akraba sandım, bir akraba kavgası. Nedense. Demeye kalmadı kırmızı bir beyzbol sopası peydah oldu. Baktım ülkücü kara bıyıkları Tarkan'ı aratmayan biri, haydarlı kolunu kaldırıp kaldırıp duruyor. Evin geniş önünde park etmiş gri bir panelvanı fark ettim. O aracın çevresinde de üç beş kişi. Küfürler, tehditler... Araya giren birileri oldu ama öfke dinmiyor.

Derken bizim apartmandan gençten biri fırladı ok gibi. Tanımıyorum. Bir yandan da arkasına doğru bağırıyor:

Silahı getir! Silahı getir!

Ben zaten pencerenin gerisindeydim ama hemen içeri kaçtım. Serseri kurşunlara kurban gitmek bu ülkenin fıtratındandır zira.

Sesler bu kadar yakından olmasa hiç ilgilenmezdim bile!!!!

Sabah da elime kıştan kalma bir gazete geçmişti, konservelerin altına sermeye, bilin bakalım ön sayfasında ne yazıyordu!

Şunu:

Türkiye'de her üç kişiden biri silahlı.

Ve acaba bu apartmandaki her üç kişiden biri kimler?! diye düşünmüş, korkmuştum.

Hadi burdan yakın.

Moralim öyle bozuldu ki...

Bir dakika kadar sonra perdenin gerisine geldim, sesler hafiflemişti, siyah aracın gittiğini gördüm. Tarikat sakallı  65- 70 yaşlarinda bir adam n'oldu gibi bir soru sordu.


Bilin bakalım nedenmiş bu "Silahı getir, silahı getir! " diye ülke savunmasına gidenler ve karşılarındakilerin davası?


Apartman cadde üstünde. Siyah doblo grinin çıkışını kapatmış, çekin arabayı demiş griciler, siyahçılar da çekmemiş mi ne.

Evet, bu.

İnsanların konuşup anlaşamadıkları, saygı, hak, hukuk bilmedikleri,

En ufak sorunları dahi haydarlarla ve  kurşunlarla çözdükleri bir ülkede neyin iyiliğinden bahsedeyim?

Diyebilirsiniz ki büyükşehrin varoştan bozma kentsel dönüşümlü yerinde, alt orta sınıfın içindesiniz bla bla.

Mecliste milletvekilleri de kavga yumruk değil mi?

Bu milletin hepsi aynı zihniyette değil mi?

İzmi'in en nezih semtlerinden Balçova'da artık pompalılarla etrafa rastgele ateş açanlar olmadı mı?

Hiçbir yer güvenli değil aslında.

İnsanın psikolojisinin ve ahlakının iyi olmadığı hiçbir yer güvenli değil.

İnsanlar yıllardır öfkeli. Herkesin bir derdi var. Hayatla başa çıkmaya çalışırken güce, zora, silaha güvenmekten başka bir şey bilmiyorlar.

Onlar işlerini böyle hallederken sizin de gözünüzün üstünde kaşınızın olmaması gerekiyor.

Ertesi sabaha kadar, siyah araba geri gelir mi diye ürperdim....

12 yorum:

  1. Vallahi daha dün gece de ben aynı manzarayla karşılaşmak üzereydim. Küfürler bağırtılar gecenin dördünde. İçmişler.. Tam benim pencerenin önü, ege'de bir sayfiye yeri.. Hiç aklıma silahlı olabileceği gelmediği için camı açıp ben de payladım bu saatte ne bu diye. Hatta aynı mekanda son 3 üç farklı olayı romantik bi şekilde yazdım daha demin.. Şimdi sizi okurken ben de bi ürperdim yani.. Gözümde pembe gözlüklerle ok yoluna gideceğim galiba günün birinde :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aman diyeyim, burası yeni! Türkiye, temkinli olun...
      Bazen çok yılıyorum bu ülkede olmaktan...

      Sil
  2. Acaba bu tür örnekler normal de anormal olan ben miyim, diye düşündüğüm çok olmuştur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her halükârda bizi bastırdıkları kesin😒. Ne bileyim, ben de saman alevi bir öfkeye sahibim ama silah hiçbir zaman aklıma gelmez...

      Sil
  3. Bu öfke hali çok korkutuyor. Dediğiniz gibi artık en ufak bir seyde silahlar çıkartılıyor....
    Önceden gece yarılarına kadar sokaklarda olurduk arkadaşlarla... Şimdi korkudan Belirli bir saatten sonra evde olmak istiyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız. Kendini her an tetikte tutma durumu da yıpratıcı...

      Sil
  4. Maalesef artık böyle.. silah, insanların üzerinde yaptırım gücü çok fazla olduğundan, kendi adaletini hemen oracıkta sağla modeli :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adalete yani devlete güvenin olmadığı bir yerde gayet normal. Vahşi Batı'yı yaşıyoruz ne zamandır...

      Sil
  5. Silahı getir! Silahı getir!
    Tüylerim diken diken oldu! Sanırım eğitim düzeyi ile şiddet eğilimi arasında yakın ilişki var (ters orantılı) Bence sakın balkona filan çıkma mazallah ....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır yok.En azındann sandığımız kadar yok.
      İlişkisi olduğu hemşireyi uyuşturucu ilaç verip öldüren doktor Ankara'daydı, geldiğim yaz haberlerdeydi. Konservatuvar bitirmiş ünlü oyuncular, futbol teknik direktörleri, yanlarında silahlı adamlarla dolaşıp orayı burayı basabiliyorlar. Sağlıklı bir ruh ve sakin düşünebilme yetisini iyi eğitim sayayıyorsak dediğin doğru Müjde hanımcım. Ama ilk başta en alt düzeyden basliyor bu silaha sarılma mevzusu, haklısınız o noktada. İnsanların psikolojisi bozuk, ekonomi, hukuk, sağlık...her şey tırt olmuşken...bir sosyolog geçen sene sonunda filan böyle sıkıntılı dönemlerde hırsızlık, cinayet vb. adli suçların artacağından bahsetmisti ki haklı çıktı...
      Uzun yazdım, dertliysem demek ki:)

      Sil
  6. 'Yol vermedin', 'yerime park ettin' diye kaç kişi ölüyor. Akıl alır gibi değil. Saygı, nezaket, sabır kaybedildi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanlar yanlış yaptığında ikaz etmekten korkar olduk bu yüzden...maskenizi takın, siraniza gecer misiniz, sigarinizi söndurür müsünüz vb...

      Sil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)