İsmini duyduğum ama hiç okumamış olduğum D.H. Lawrence'ın bu
kitabına, başka bir İngiliz yazar olan H.E. Bates'in bir eserinde rastlamıştım.
Romanlardaki "zorba" diline karşın,
Adaları Seven Adam'daki dili
örnek vermişti iyi öykü için.
Gerçekten de bu kitapta yer alan Ada öyküleri öylesine yalın
ama fotoğrafik bir şekilde anlatılmış, içerikle öyle uyum sağlamış ki Bates'in
dediklerine katıldım ben de.
Bir ada, sessizlik-yalnızlık arayan bir adam, sonra başka
insanlar, sonra başka bir ada ve başkaları ve yine başka bir ada ve...
Kitapta iki güzel öykü daha var: Dokundun Bana ve Sallanan
At Birincisi.
Lawrence'ı tanımaya başka kitaplarıyla devam.
Lizbon Kuşatmasının Tarihi
Saramago bir düzeltmen kahraman ile karşılıyor bizi bu
romanda. Okumasını yaptığı bir tarih kitabında bir tuhaf itkiyle bir yanlış
yapar, bir fiile olumsuzluk takısı getirmeye engel olamaz. Böylece 1147'de Müslümanların
kuşatıldığı Lizbon müslümanlardan geri alınamamış olur. Bu hata düzeltilir ama
Silva'nın kafası düzelmez :)
Saramago, hem düzeltmen ve yazar ilişkisine ince
dokundurmalar yapıyor, hem bir karakter ortaya çıkarıyor hem de tersine bir
tarih yazıyor. Zaman zaman, özellikle tarihi roman kısımlarında sıkılsam da
sevdiğim bir kitap oldu. Ve ilgimi
çeken, müslümanlığın bir çok konusu hakkında bilgisinin olması. O toprakların
uzun süre müslüman Arapların hakimiyetinde kalmasıyla alakalı sanırım.
Sırada Ricardo Reis'in Öldüğü Yıl var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)