Burroughs ve Kerouac'tan daha önce okuduğum için nelerle
karşılabileceğimi bilerek oturdum Hırsızın Günlüğü'nün başına. (Gerçi Genet'yi
Beat kuşağından saymıyorlarmış ama ben öyle kabul ediyorum, Beat'ten önce Beat
yazan Genet)
Evet, Genet, bir hırsızdır ve bununla gurur duyar; kendini
bununla açıklar çünkü.
Günlük de onun günlüğüdür. Öyküleştirdiği, yer yer
kurguladığı...
Anne babasız büyümesi, ıslahevlerinde geçen çocukluk, yaşadığı
maddi sefalet, o sefaleti yüceltmesi ve kendini onunla anlamlı kılması, cinsel
tercihlerinin getirdiği dışlanmışlık ve benzerleri...
Biyografisinde birçok detaya ulaşabiliriz bu noktalarda.
Yazımına gelirsek, evet, kelimeleri kullanabilen bir yazar. Onun için şiirsel
yazar demişler(oyunları hariç). Lirik olduğu kesin, diğer kitaplarını da görmek
gerek elbette.
Beat yahut yeraltı edebiyatının bir şartı vardır, yazma
serüvenindekiler bilir -bilmelidir-; kendi felsfesini kurmalıdır yazar. Kendi
dünyasını, kendi ahlakını. Genet, bu günlüklerinde bunu yapıyor işte.
Elbette insanı okurken ilk sarsan yaşadığı ve benimsediği o
hayat oluyor. Ama bunu anlatırken kullandığı dil o sarsıntıyı dayanılır ve
ilginç kılıyor... En azından benim için öyle oldu:)
İyi okumalar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)