Zaman asırlarla geçer, Drina Köprüsü taştan bir
tanık olarak hep orada kalır. Hayaletleri,hikayeleri, selleri,acıları ile... Bu
romanın kahramanı ne Boşnaklar ne Sırplar ne Almanlar ne Macarlar, ne Türkler
ne de başka insanlar... On yaşında
köyünden,anasının bağrından koparılırken sallarla Drina'dan geçen, geleceğin
sadrazamı Sokollu'nun belki bir kalp ağrısının izi olan bir Çupriya, yani Drina Köprüsü... Uzun
zamandır böyle güzel bir roman okumamıştım, başlarken tereddüt etsem de...
İyi ki liseden bu yana hafızamda kalmış adı, on yıllar sonra okusam da...
alınacaktır, :)
YanıtlaSilmutlaka :) ilk sayfaların bol tasvirlerine takılmadan okuyunuz, ileriki bölümler çok saracak, eminim.
YanıtlaSilmerak ettim ben de..
YanıtlaSilHele de Drina Köprüsü etrafında gelişen efsane ve öyküler; bunların, hıristiyanlar ve müslümanlarca farklı farklı anlatılışlarının olduğu bölümler... Gerçekten güzel bir roman. Nobel'i bu kitabıyla almış Andriç...
YanıtlaSil