Evetledim, evetledik, evetlediler!
Siren yayınlarının
hediyesiydi bu kitap. Önce teşekkür edelim. Siz de blogundan takip
edebilirsiniz bu yayınevini. Ben arada uğruyorum J
Bir ay oldu kitabı bitireli.
İki seçenek vardı: Beni
şaşırtabilirdi, ya da şablonu tutturmuş, akarı kokarı olmayan bir kitaptı.
İkincisi çıktı.
Yarıya kadar sürükleyici.
Yarıdan sonra ise yazarın bol parantezler ve bilgiciklerle süslediği üslup gına
getirtiyor, yüz kadar sayfayı atlayarak, sırf katil kimmiş diye okudum.
(Kitabımız tamı tamına 574 sayfa!)
Amerikan filmlerden aşina
olduğum "sosyal ortamlar", karakterler; gizemli, karizmatik, çekici,
kızına karşı disiplinli fakat şefkatli
bir "baba", "inek" bir kız evlat, anne kız küçükken ölmüş,
baba profesör, babanın tuhaf ders ve okul seçimleri yüzünden baba -kız sürekli
seyahat ediyorlar, kızcağız sıcak bir yuva, döşeli bir ev, arkadaşlar,sevgili
nedir bilmiyor. Baba "sürünün dışındadır" ve kızını Yeats'den,
Whitman'dan şiirler ezberleterek, on yaşında bilmem ne tarihlerini okutarak
büyütmektedir…
Bu hanım kızımız onaltı yaşına geldiğinde, baba bir sürpriz patlatır, , özel bir okula yazdırır kızını,
geldikleri yerde. şimdiye kadarki en havalı, bulunulan yerin en iyi okuludur
bu. Pahalı bir ev tutar, dayalı döşeli. Kızımız ve babası Hannah adında tuhaf bir kadınla tanışır. Bu
Hannah daha sonra okulundaki bir öğretmen çıkar inek kızımızın. Bu garip, ilgi
çekici, melankolik öğretmenin bir öğrenci grubu vardır, okul dışında sıkı fıkı
olduğu. O gruba alır kızımızı, bu "elit" grup ise sırf
öğretmenlerinin hatrına aralarına alırlar bizimkini. Derken olaylar gelişir.
Hannah ölür. Filan falan.
Detaylı anlatım sayesinde,
kitap okumuyor da film izliyormuş gibi hissediyorsunuz kendinizi. (Yakında film
olarak görebiliriz,dedim ya şablona uygun diye J)Karakterler ise öyle yeni ve özel değil. Yine de iyi
çizilmiş diyebilirim. Ritmi tutmuş. Ha, arada sırada "muhalif" bir
babayla karşı karşıya olduğumuz için Amerikan hayatına,
"sürüdekilere" "iyi
giydirmeler" de var. Yalnız boşuna uzaltılmış ikinci bölüm. Çektikçe
uzayan sakız gibi. Ayrıca Amerikan tarihi ve kültürü ile ilgili, benim gibi
sıradan bir Türk'ün bilemeyeceği pek çok gönderme, kelime oyunu filan
içerdiğinden hayli bir dipnot var. Daha kötüsü ise habire "evetlemek" kelimesinin kullanılmış olması. Türkçe'de
böyle bir kelime yok ki dedim, bir sürü de şey yazdım, son anda TDK'nın
Sözlüğünün 11. baskısına baktım, ne
göreyim, öyle bir kelime var! Onaylamak oluyor da evetlemek hayırlamak neden
olmasın demişler sanırsam? Yine de ben almayayım anacım J (Ne olacak bu Türkçe'nin hali? :p)
Kitabın adı: Gündelik Felaket
Teorileri
Yazarı: Marissa Pesl
Sayfa sayıs: 574 (!)
Yayınevi: Siren
Çeviren: Algan Sezgintüredi
Basım yılı: 2013
Başarılı bir ilk roman, 2006 dan beri baya bir de satmış. Bu yazarın son kitabını okudum geçenlerde. İlkinde düştüğü hatalar yok. "Night Film" isimli bu kitabı da inşallah çevirsin Siren.
YanıtlaSilAmerikadaki yazar-editör-ajan- yayıncı sistemi bizde - bende- olsa.... uuuuu..:))
Sil574 sayfa ama el insaf, bu tür romanlar için 300'ü geçmemeli :p
aldım notumu bakalım:)
YanıtlaSilyazın oku bence :)
Sil