ABC- Bölüm 2


                                                                                              - 2 -

A. Çekimleri izlemeye gelebilir miyim diye sordu! Başkası olsa yönetmen yardımcısı kesilirdi. İlk başta bu kadar kibar da gelmemişti bana. Her şeye karışır gibi geliyordu.

B. Doğum gününü unuttum! Tek kelime etmedi, hiçbir imada bulunmadı. Böyle şeylere fazla önem vermem dediğinde ciddiymiş demek ki. Kardeşiyle kutlamışlar ama. Bana değer verişini başka şeylerden anlıyorum ben dedi. Mesela dedim beline sarılarak. Mesela dedi, konuşmak istemediğimde bunu hemen anlıyorsun, konuşmayı doldurarak kendimi kötü hissetmemi engelliyorsun. Başka dedim. Başka dedi, beceriksizliklerimi yüzüme vurmuyorsun. Bu beceriksizliğini görmediğim için olabilir mi dediğimde güldü, yalancı dedi. Âlem kadın!

C. Bizim ailede doğum günleri asla kutlanmazdı. Benim buna üzüldüğümü anladığında her doğum günümü aramızda kutlamaya başladık. Kendi çapımızda, nerede, nasıl olursa… Kendi paramı kazandığımdan beri ben de onun doğum günlerini süslüyorum. Bu kez abarttım ve çok pahalı bir yere yemeğe götürdüm. Paramı böyle harcamamdan hiç hoşlanmaz. Yine de surat asmadı. Yaşlandıkça daha yumuşuyor galiba. Hem birbirimizden başka kimsemiz kalmadı. Yemeğin ortasına doğru bizim yönetmen girdi içeriye. Yanında kadınlı-erkekli üç-beş kişi daha vardı. Karizmatik herif, masasındaki herkes ağzının içine bakıyordu.  Bizi görünce başıyla selam verdi, işmarla masasına davet etti. Ablam istemedi. Neredeyse her gün görüyorsun zaten dedi. Masadan kalkarken hemen yanımıza geldi. Hal hatır sordu. İki kardeş başbaşa ne güzel filan dedi. Ablamın doğum günü dedim. Kutladı. Çıktık sonra. Bak, biz gitmeyince  adam geldi yanımıza, hani iş yeri dışında selam vermezdi bu tip adamlar dedim. Omuzlarını silkti. Ablam işte.  Aklından neler geçiyor kim bilir… Arzen'den hoşlanmıyor galiba.

A. Kasap'ın öldürüldüğü sahneyi çekecektik. Kadın başrol gereğinden fazla şuh oynuyor. Karakter zaten yosma, tamam da bu sahnede intikam ve esrarın ipuçlarını vermeliyiz diyorum. Seyirciyi son anda şoke etmek yerine, belli belirsiz bir ipucuyla şaşırtmayı seçtik. Bir türlü bu havaya giremedi. Küçük bir an ama film içinde çok önemli bir sahne. Sona yaklaştığını hisseden seyirciyi çelişkide bırakacak bir sahne. Narda'yla konuşurken, ikimiz de bu anın güzelliğine kapıldığımızı gördük. O anlamıştı aradaki farkı, ama bu kalın kafalı! Mola verince yanına gittim, olmadı değil mi dedim. Sevimli bir şekilde omuzlarını silkti.

B. Nerede görülmüş bir yönetmenin ekipten bile olmayan birine durup durup fikir sorduğu! Bu kişi filmin fikir babası olsa bile. Hem başrol gayet iyiydi bugün. Kaç kere baştan aldı sahneyi. Kadının yerinde olsam iyi bir trip atardım.

C. Her şey pürüzsüz giderken işin sonunda bir tıkanıklık… son sahnelerden birini çekiyorduk. Kadın başrol biraz abartılı oynadı. Yine de kötü sayılmazdı. Arzen abarttı sanki. Ablam da ilk zamanların aksine fikir belirtmekten kaçınıyor. Sona yaklaşıldığı içindir belki. Kurgudan sonrasını merak etmeye başladım ben de. Yine de baştaki ışıltı yok gözlerinde. Barış'la aralarında bir şey mi geçmişti? Bana anlatmazdı ki. Belki de sormalıydım. Barış'la birbirlerine çok uygunlar oysa. Ablamın "ikizler" halini çok iyi göğüslüyor. İkisi de ciddi bir niyetle başlamadılar  bu ilişkiye. Bu yüzden rahattılar ve birbirlerini daha iyi tanıdılar. Oldukları gibi oldular. Birbirlerini öyle kabul ettiler. Annem ne derdi hem, iki insan konuşabiliyorsa işte o mükemmel ilişkidir. Tabii bu konuşma italik yazılması gereken bir konuşma. Birbirlerini dinleyen ve anlamaya çalışan demek istiyordu rahmetli annem. Barış ablamı anlamaya çalışıyor ve onu olduğu gibi görüyor, görmek istediği gibi değil. Ayrılırlarsa üzülürüm.

A. Sonraki sahneleri çekmeye karar verdim. Biraz abarttım mı acaba? Aklım neredeydi ki? Tabii ki onda! Bu da öncekiler gibi  bir takıntı aslında, biliyorum. Bana, benim samimiyetimle karşılık vermediği için. Gerçekten anlamamış olabilir mi? Hiç sanmam. Onun gibi akıllı bir kadın anlamamış olsun? Film bitince o da biter, boşver! Biter mi?


B. Düpedüz kıskanıyorum. Toprakla oynarken bulduğu altını teneke parçası sanan çocukmuşum ben. Eminim ki film bitene dek tek kelime etmeyecek, bir şey anlatmayacak. Arzen'le ilgili olduğuna eminim. Bütün ekip görüyor adamın ona karşı abartılı tavırlarını. O ise hiç görmediğim kadar hüzünlü. Hüzün yakışmıyor ona. Olduğundan daha ciddi gösteriyor onu. Hayır, biz ciddi değiliz!

9 yorum:

  1. Devamını sabırsızlıkla bekliyorum ..( Kasap kelimesini okuyunca güldüm, nereden aklına geldi ya hu :) Neredeyse tüm tılsımı alıp götürüyordu )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kasap haydutun lakabi. Senaryonun Orijinal hikayesi
      De gerçek bu arada:)

      Sil
  2. Çok beğendim Narda :) Devamını sabırsızlıkla bekliyorum.

    YanıtlaSil
  3. 2013 yılı, "Üç erkek karakteri bir araya getiren kadın yazarın kendini cilalaması" dalında başarı ödülünü sana verdim, hayırlı olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok realistic gordum seni eglenmene bak. Ben oyle yapiyorum.

      Sil
    2. Senin hüsn-ü kuruntun. Ben gayet "Bombastic" takılıyorum.:P

      Sil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)