KURŞUN KALEM : TELİF




Kurşun Kalem, iki ayda bir çıkan şiir ağırlıklı bir edebiyat dergisi. Menşei İzmir Karşıyaka. Dergiye göz atma fikri, genel yayın yönetmeninin internetteki bir röportajını okumamla gelişmişti.

Bu yılın son sayısının dosya konusu ise "telif".

Yazdıkları, Timaş gibi bir yayınevi tarafından gupsedilmiş bir yazıcı olarak benim de kuyruk acımın olmuş olması, konuyu daha dikkate almama sebep olmadı dersem yalan söylemiş olurum.

Korsan yayına karşı dikkatim ise, kitap ve sanat eseri üretenlerle tanıştıkça, üzerlerindeki emeği gördükçe gelişti.

Lafı uzatma Narda, dergiye gel J

(E)Mine Ömer'in sunusunda, acı ama gerçek cümleler hemen dikkatimi çekti…

Şiirleri, Grup Kızılırmak, Ahmet Kaya, Ferhat Tunç, MFÖ,Beyhan Çiçek gibi müzisyen ve gruplarca, izinsiz bestelenen şairler(dosya yazarları); şairlerin hak aramalarına karşılık küfür ve tehditlerle cevap vermeler;  TRT'ye -yine izinsiz- şiirleri besteleyip veren şahıslar, ama TRT'nin kimmiş bu söz yazarı diye sorma lütfunu göstermediği, şairin başvurusuna ise bizi ilgilendirmez diye cevap veren bir TRT…Belediye vb. kültürel etkinliklere çağrılıp 2. sınıf vatandaş muamelesi gören, konaklama,bilet ihtiyaçları bile karşılanmak istenmeyen edebiyat emekçileri… Yayınevlerinin "türlü çeşitliliği" Hak aranmaması için her türlü "bürokrasinin" mevcudiyeti…Üüü, okudukça bunaldım, tepem attı!

Edebiyata değer veriyorsanız, emeğe değer veriyorsanız, yazdıklarınızın intihalinden vb.den çekiniyorsanız mutlaka okuyun. Konuyla ilgili faydalı hukuki yazılar da var.

Dergide Gültekin Emre, Ayşe Kilimci, Bülent Güldal gibi yılların ehil kalemlerinin konu hakkındaki tecrübe ve görüşleri var. Diğer dosya konusu ise "Günümüz Yunan Şiiri". Bunlardan Sotiris Pastakas'ın şiiri, çevirinin şaşı gözlerine rağmen bende bir tat bıraktı.


Gültekin Emre'nin yazısından:
Denince bir şey değişecek mi, bilmiyorum ama denmeli, ortaya dökmeli hırsızlıkları, haksızlıkları.

Biz de onu yapıyoruz bu dosyada!
Şiirler, o zaman da şairine sormadan bestElenir, beş kuruş ödenmezdi. Müzisyenlerle mahkemelik ne çok şair bilirim. (…) Telif yasası çıkınca bu piyasa biraz geri adım attı. Attı da ne oldu? Şairler çok mu para kazandılar şiirlerinden? Hayır.

(…)Şiir ya da öykü antolojileri, yıllıklarına konulacak öykü ve şiirler için yazarından izin almak gerekiyor.

Bizsiz Gibi (1983) kitabımın ilk şiiri  Çağrı'yı, Grup Kızılırmak bana sormadan bestelediği gibi, şiirde geçen "deme sakın" dizesini de şiirin başlığı yapmış. Kasetin A yüzünün ilk parçası olmuş Deme Sakın…Bir arkadaşımın rastlantıyla eline geçmeseydi kaset, benim haberim bile olmayacaktı. Bu grubun peşine takıldım ama ulaşamadım. Çünkü grup dağılmış. Kimi bulup da hesap soracaktım, mahkemeye verecektim?

Yine rastlantıyla haberim oldu Mazhar Fuat Özkan'ın Dönmem Yolumdan kasetinden. Bu kasetin B yüzünde yer alan Aşlkarın Ortasında, Cemal Süreya, Nurettin Özden, Adnan Yücel, Gültekin Emre dizelerinden oluşturulmuş. Dört şairin şiirlerini istedikleri gibi yağmalamışlar ve ortaya bambaşka bir şiir çıkmış… Avukatım bir türlüMFÖ'nün adresine ulaşamadı. Oysa grup, televizyonlarda, grup elemanları dizilerde oynuyor, konserler veriyor. Ama adresleri yok. Bir kuruş telif alamadım bu kasetten. Oysa grubun bu kasetinde telih hakkı üzerine bestelenmiş bir şarkı var. O şarkının sözlerinin bir kısmı şöyle : " Aramızda bir ozan, bir müzisyen, bir yazar/ Nasıl geçinir, nasıl yaşar/ Bilen yok, kimse yok/ Telif hakkı ödenmeden/ Basılırsa kitaplar/ Çalınırsa şarkılar/ Bunu gerçekten dünyaya anlatırsak/ Sade dünya değil bütün yıldızlar şaşar"

Böylesine duyarlı bir konuyu dile getiren bu ünlü grup, şairine sormadan aldığı dizeleri karman çorman edip bir şarkı yapıyor ve telif ödemiyor. Ondan sonra da telif hakkı ödemiyor! Ne demeli bu duruma bilemiyorum. Belki bestelenmiş başka şiirlerim de vardır. (…)

***
BÜLENT GÜLDAL'IN YAZISINDAN:

…Kelimelerle sarmaş dolaş geceler boyu ayrıntıdan bütüne, bütünden ayrıntıya bu vitrin oluşurken yüreğimin alevlere bölündüğünü kim bilecek?...

Ferhat Tunç'a telif konusunu açtım. Benim hakkımı Mesam'a havale ettiğini söyledi. Mesam'dan soruşturdum, böyle bir olayın olmadığı bilgisini verdiler. Sonunda bana 400 lira gönderdi sayın Tunç ve şunu da ekledi: Benimle uğraşamazsın hoca! (…)

Yukarıda değindiğim olayı unutmaya çalışırken C. Derelioğlu isminde bir bestekârın Aykırı Beraberlikler isimli şiirimi "Sen Şimdi Düşlerde Aşkı Arar Gibisin" adıyla besteleyip TRT'nin hüzzam makamı repertuarına verdiğini internetten öğrendim. Bestekârın adresine ulaşıp bir mektup yazdım ve teliften söz ettim. Adam oralı bile olmadı. Besam'a ulaştım, kurum bir avukat atadı. Adam avukata é Onu ölümsüz yaptım, bundan iyi telif mi olur?" demiş(!) Sonra avukat benim yazdığım mektubu dile getirdi; neden yazmışım. Hâlâ da anlamış değilim bu soruyu. Yazdığım mektupta dostça hitap ederek meramımı anlattım. İşte bu dostça seslenişim davayı uzatmaya başladı. Avukatın dediğine göre, hakim bilirkişi istemiş ve bilirkişi masraflarını da ben üstlenecekmişim. Vekâlet, dava, bilirkişi masrafları derken içimden bir alev nehri fışkırdı; "lanet olsun, vazgeçiyorum davadan" dedim avukata.ne için bilir kişi istendi bunu da anlamış değilim hâlâ. Bestekârın yaptığı hırsızlık bir tarafa da TRT hiç mi sormadı Bülent Güldal kim diye?(…)

TYS, Edebiyatçılar Derneği, Besam, Mesam üyesiyim.(…)böylesi haksız durumlarda arkamda  üyesi olduğum kapı gibi bir derneğin olmasını isterdim. (…) Başkanlıkseçimlerinde sayfalar dolusu dosya gönderen TYS'den bir "ses" bekledim ama çıkmadı. TYS ilgilisinin de " Bu bizim görevimiz değil" dediğini duyar gibiyim.(…)

AHMET GÜNBAŞ'IN YAZISINDAN:

Bizde dergicilikle telif hakkını yan yana getiren en önemli kurum, kuşkusuz yıllarca kültür yaşammımızın merkezinde yer alan Varlık'tır. Kim ne derse desin, Y.N.Nayır'ın bu konudaki özen ve kararlılığını üstü kapalı geçiştiremeyiz. (…)


4 yorum:

  1. Güzel bir dergiymiş gerçekten, üstelik fiyatı da üstelik fiyatı da uygun, 15 TL'ye satılan edebiyat dergileri görüyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle, içeriğine göre kimi 1o liralık detgilerden daha dolu bu sayısı. Dergi dünyası da bir alem aslında, her derginin kendi dünyası var :p

      Sil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)