YALAN RÜZGARI YA DA KAFAMDAKİ BOŞLUKLAR

Benim ortaokul yıllarıma denk gelir bizde gösterilmeye başlaması. Epey de sürdü, pekçok “pembe” dizi gibi.

O diziyi uzun seneler izlediğimi hatırlıyorum. Orada Nina adında bir karakter vardı. Bencil,deli dolu,hareketlerinin başka insanlardaki karşılığını bilmeyen. Onu şimdi ben bu şekilde tanımlıyorum ama o zamanlarda dizinin kötü karakterlerinden biriydi,kısaca cadoloz Nina’ydı ben ve diğer izleyiciler için.

Bu Nina’ya her türlü cadılığına rağmen yardım etmeye çalışan  Krikıt ve  Deni çifti vardı. (Krikıt manken ve iyi, Deni rak yıldızı ve iyi) Şimdi anlatacağım kısmı ise benim izlemediğim bölümler. Muhtemelen ya dershane günlerim ya da üniversitenin ilk yılları.
Böyle uzunca bir aradan sonra diziye denk geliyorum. O sonradan görme,cadı,şirret Nina gitmiş yepyeni bir Nina gelmiş. Dizinin en sevilen karakterlerinden biri olmuş, öyle iyi,öyle dürüst,öyle merhametli,düşünceli…filan.

Anne ile kızkardeş diziyi izliyorlar tabii ki. Senaristlerin nelere kadir olduğunu bilmeyen ben soruyorum,nasıl birdenbire değişti bu karakter böyle,neler oldu? Çünkü Nina’nın eski vukuatları sayılacak gibi değil. Düpedüz şeytan.

Anne anlatıyor: Şimdi bu Krikıt ve Deni, Nina’nın, bilmem ne kadar zaman boyunca hareketlerini kameraya çekmişler, o bilmeden. Sonra bunları ona izletmişler. Nina, dışarıdan kendisine bakınca kendindeki yanlışların farkına varmış. Böylece kendine çeki düzen verme faslı başlamış. Bendeki malumat bu kadardı ve üzerinde ciddi bir düşünme yapmamıştım,gerek de yoktu;altı üstü bir pembe diziydi.

Buraya kadarki kısmı iki hafta önce yazdım. Devamını yazıyordum ama Üstsokak’ın ve sonra Cemre’nin alıntısını okuyunca kafamdaki bazı boşluklara uyan parçaların benim değil Meral Okay’ın kelimeleri olduğunu anladım.

Anlamıyordum: S.nin çokça bahsettiği aynayı. Nina’nın aynasını...Mustafa Ulusoy’un o yazısındaki cümleyi…Anlar gibi olmuşsam da tam değildi.

Ne yapalım, göründüğüm kadar zeki değilmişim:p

Meral Okay’ın aynası :

Üstelik ben bir Ankaralı olduğum, üstüne üstlük bir subay kızı olduğum için, bir yanımla derli toplu, diğer yanımla despot falan bir kızdım. Yaman bir gün bana, benim taklidimi yaptı; her şeyi net olarak alt alta sıralamamı, emir kipiyle konuşmamı, 'canımın içi' derken bile bazen tonlamamdan dolayı 'Hadi canım!' anlamı çıkabileceğini falan gördüm.

Bu, bir oyuncuyla birlikte olmanın hem avantajı, hem dezavantajıydı. Bunu Yaman'ın aynasında görünce, 'Aaa çok fena bir şeymişim!' dedim. Ee bu aynayı tutan eğer pırıltılı ve doğru bir adamsa, dönüştürücü de oluyor. 'Benimle o garnizon sesiyle konuşma' derdi.”
Ben köşeleri çok olan bir insandım; Yaman beni eğitti.






20 yorum:

  1. yazının en çok içerlendiğim yeri.....beni şu hayatta en yoran şey Meral Okay'ın dediği gibi "köşeli olup" güzel olduğunu varsaydığım şeyleri
    yapmaya çalışmak...eğitilmek!!!gerek.... hala acıyor... esaslı bir tokattı....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet,son dönemlerde buna kafa yoruyorum ben de ve birkaç nokta daha var. Kendini tanımak gibi bir şey...

      Ama Yaman Okay gibi ayna-adamları da atlamamak gerek:)

      Sil
  2. Bu dünyada üzerine yazılabilecek sekiz, dokuz temel konu var. Sırf aşk üzerine milyarlarca kişi trilyonlarca şey yazmıştır. Hepsi aynı kapıya çıksa da yine de hepsini benzersiz kılan bir şey var. Parmak izi gibi, benzer ama farklı.
    Senin yazdıkların senin kelimelerindi, sadece Okay' ın da benzer şeyler dediğini farkettin, o kadar. Bence yani. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))Daha güzel söylemiş. Eksiği(ni) de tamamlamış.

      Sil
  3. O eksik hiç bitmeyecek. Aynı konu hakkında bir gün bir yerlerde bir şeylere rastlarsan demedi deme:)

    YanıtlaSil
  4. Hey gidin heyyyy...Tv'de "Köle İsaura", biz yeni yanmış sobanın sıcağına meftun, önümüzde satranç tahtası. Avni abi (çaycı) bize bakıyor, dudakları kımıldıyor: Allahın manyakları.. Bir yandan satranç oynayanların hamlesi üstüne yorum yaparken bir yandan Ulan bu Sebastian'dan bi cacık olmaz diyaloğu geçiyor...HEy gidin heyyyy. Az izlemedik.:P

    YanıtlaSil
  5. Allah rahmet eylesin ne kadar güzel, içten samimi anlatmış kendisini.

    YanıtlaSil
  6. Sanırım saat geç olduğu için kafamı toparlayamıyorum. Konudan ırıyorsam affola :) Yalan rüzgarının adını hatırlıyorum ben de ama ötesi yok. Eğitilmek gerek konusu ise çok ibretlik. Her bir kişi her bi olay her bi şey aslında bizi eğitiyor.
    Selamlarımla...

    YanıtlaSil
  7. aynalara bakan gözler kendi görmek istediklerini görürler.. istediklerini göremedikleri aynalara da ya küserler, ya da kırar atarlar..

    insan kendi içinde güzellik dengesinden mutlu ise, kendisini seviyorsa aynada gördüğü yamuk kaşını bir cımbız ile düzeltip kendine ne kadar güzel olmuşum diye sevgiyle bakar. ama denge kaymışsa ve kendini sevmiyor kendisiyle kavgadaysa aynada gördüğü yamuk kaşı düzeltmek yerine aynadan hırsını çıkartıyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cemre'ye yazdığım yorumdaki "birkaç nokta" dan birisi de buydu işte...Ayna sana ne gösteriyor,sen ne görüyorsun ve o görüntüyle ne yapacaksın?

      Sonra, aynanın parlayan bir ayna olması gerek...

      Sil
  8. Yalan rüzgarı dizisini hiç izlemedim,ama yakın çevremde çok izleyen ve o dizi yüzünden çok yemek yakan insanlar vardı :)
    Ama onlarında bir ders çıkarır nitelikte izlediklerini hiç sanmıyorum tıpkı günümüzde olduğu gibi gündüz kuşağında adına kadın programı dedikleri ama kadınlarla uzaktan yakından alakası olmayan programları izeleyen kitle gibi,maalesef bir çok kadın saatlerce gözleri tv de onları izleyip hatta kendi izledikleri yetmezmiş gibi birde etraflarındakilere anlatmaları hatta karşısındaki izlemiyor diye ona kara cahil muamelesi yaptığı dönemdeyiz...

    Ama nina gibi değişir insanlar yeterki onların karşısına gerçek dostlar,arkadaşlar çıksın eksikliklerini kusurlarını söylesin onu kırmadan incitmeden alay eder tarzda değil ama olgun bir şekild eeleştirsin,,,ben şahsen çok isterdim bana eleştirel yönden değilde yapıcı bir şekilde hatalarımı eksikliklerimi söyleyen bir dostumun olmasını,ha onun söylediklerini yaparmıydım o ayrı bir konu ama isterdim,o söylesin beni uyarsın,,,,zorla değil bir törpü gibi acıta acıta değiştirmesin kendi istediği kalıbada sokmaya çalışmasın ama yumuşak bir şekilde eleştirsin uyarsın,,,,varmıdır böyle dostları olanlar?

    öff başını ağrıttım canım,kusura bakma,selamlar olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel söylemişsin: bir törpü gibi acıta acıta,zorla değiştirmesin...

      Püf noktalarından biri de bu değil mi? O öyle bir ayna ki senin canını yakmadan yansıtıyor seni, sana süre veriyor belki,sen de o aynanın ne güzel bir ayna olduğunu biliyorsun/anlıyorsun...Sen anlamazsan ayna ne yapsın peki? Ya da ayna yamuk yumuk,seni olduğundan daha kötü,çirkin gösteriyorsa sen ne yapacaksın?...Bak şimdi dağılıyorum,biri beni toparlasın:) Sana da selamlar,Fıstık'a da:)

      Sil
    2. ve aleyküm selam Fıstık'ta selam söyler sana ve Çamur'a :) Bu aralar Fıstığa bir eş alma düşüncesi içersindeyiz ama daha karar veremedik,bakalım alırsak muhabbetimiz ikiye katlanıcak :)

      Sil
    3. Bizim aramızda mukavele var(benim dayatmam daha doğrusu) ben ne zaman eşimi bulursam ona da o zaman alacağım bir tane bayan mavi kuş,çifte düğün yapacağız :D

      Sil
    4. Hadi bakalım öyle olsun,bekliyoruz düğün davetiyelerinizi :)

      Sil
  9. Kimi için haberi olmadan çekilmiş kareler ayna olur, kimi için karşısına çıkan bilge bir insan.
    Bazıları kendisiyle konuştuğu yazılarda bulur kendini.
    Bazıları ise sabah diş fırçalarken baktığı aynada görür kendisini.
    Gerçek şu ki; anya olmasa da varız.
    Ancak ne olduğunu bilmeden yaşanan bir hayat, hayat değildir.

    YanıtlaSil
  10. Bazılarımız için bir ayna çok şart.
    Mümkünse canlı olsun benimkisi.
    Yazma eylemi de bu aralar öyle bendeniz için, hep öyleydi de,şimdi daha bilinçli diyelim. Öyle mi ki? Bak yine toparlayamadım kafamı:)

    YanıtlaSil
  11. Ne güzelmiş meral okay'ın sözleri.üniversteye hazırlanırken bende dizi izleyemedim bir dönem o ara vahşi güzel dizisi popülerdi.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Di mi :)

      Vahşi Güzel'i hatırlıyorum,şarkısını çok severdim,Natalia Oreiro hem oynar hem söylerdi:)

      Sil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)