RESSAM VE ÇIRAĞI



Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış.
Claude Theberge

Büyük usta öğrencisini uğurlamış.

Giderken çırağına:

''Yaptığın son resmi şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?"" demiş.

"Resmin yanına kırmızı bir kalem bırak insanlara resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını
rica eden bir yazı iliştirmeyi unutma" diye ilave etmiş.

Öğrenci birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş.Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş.

Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş.

Usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini önermiş.Öğrenci resmi yeniden yapmış.


Usta yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş. Fakat bu kez yanına bir paket dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş.Yanına da , insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş.

Öğrenci denileni yapmış.
Birkaç gün sonra bir de bakmış ki resmine hiç dokunulmamış.

Sevinçten ustasına koşmuş.

Usta ressam şöyle demiş:

'' İlkinde insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleşitri sağanağı ile karşılaşabileceğini gördün.

Hayatında resim dahi yapmamış insanlar gelip senin resmini karaladı. İkincisinde, onlardan yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.''

Emeğinin karşılığını,senin  ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın.

Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunmayasın.

Asla bilmeyenlerle tartışmayasın…

2 yorum:

  1. Ne yani sen şimdi, gelinim sana söylüyorum kızım sen anla mı diyorsun? Olur mu hiç, insanın ruhuna ters bu.:))) en iyi bildiğimiz şey, karalamak-tır.

    YanıtlaSil
  2. :)

    Ben de onun için diyorum ya ,ruhumuzda o iyliklerle beraber bulunan terslikleri törpüleyelim diye.

    Burada "blogum sana yazıyorum,hey kendim sen dinle" diyorum ayrıca.

    YanıtlaSil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)