BANKACILAR VE EMLAKÇILAR NEDEN YALANCIDIRLAR?

(1. Lütfen, her zamanki gibi bu bir genellemedir, istisnaların kaideyi bozup bozmadığını da tartışmayacağım.
2. Yaşanmış hikâyenin ta kendisi.)

      Gepetto Usta’nın çamından bulsak da genetikçilere versek, insan genleriyle oynuyorlar, bari yalanları binbir türlü alete ve dahiyane gözlem gücüne kalmadan yakalayıvereceğimiz burun genleri türetseler!

      Geçenlerde burada avukatların yalancılıkları hakkında ilk elden bir yazı okumuştum. Bu başlık onu çağrıştırsa da o yazıyı okumamla bir ilgisi yok.
     Başlığın bizzat yaşadığım ve son haftalarda da tekerrür eden olaylarla ilgisi var. Dolayısıyla bu yazı bir “dök içini ve rahatla biraz” yazısı olacak.

     Kapitalizm almış başını gidiyor. Var mı buna dur diyecek babayiğit? Ben dur diyorum, elimden geleni yapıyorum ama sistemin tamamen dışında kalamıyorsunuz: Alın teri ile kazanılmış üç-beş kuruşunuzu bir şekilde “bankada” tutmak zorunda kalıyorsunuz. Size “şu limite kadar x hesabına para yatırıyorsunuz ve şu kadar zamanda y getirisi var.” Diyorlar. Bir şeyleri imzalıyorsunuz ama benim gibi okuyun önce ha, yoksa o limiti aştığınızda y getirisinin altına düştüğünü bilemeyip vaad edilen getiriyi boşuna beklersiniz… Ayıldım, gözlerinin içine bakarak sordum ve yatırdığım paranın miktarını yeniden düzenledim. Bu banka maceralarım arasında en acısız ve en son örnekti:)


     Aslında beni sinir eden tüm kurum ve kuruluşların adlarını da yazmaktı başlangıçtaki niyetim. Ama malumunuz ülkemizde “sansür ve cezalandırma özgürlüğü var”, büyük balıklar lehine .

      Bir başka bankada dakikalarca boş bir sandalyeye bakıp benimle ilgilenecekler mi diye kendi kendinizle iddiaya giriyorsunuz. Sonuç okkalı bir küfürle ayrılmak:)  Ama o bankanın Urla şubesine hayran kaldığım için bu şubede hesap açmak istemiştim. Demek ki o bütünlüğü yakalayamamış Hbank. Jobbank ise ta öğrencilik yıllarından kapı dışarı ettiğim bir bankadır. Yarım saat önce sadece TC numarası ile Hbank’ta hesap açmama rağmen karşı kaldırımdaki bu Jobbank ikâmetgâh da ikâmetgâh diye tutturdu. Neyse. Ha bir de kerli ferli,göbekli değilseniz yani kibar tabiri ile “bireysel müşteriyseniz” sıranızı beklemek zorundasınız. Ama gelecek meblağı duyduklarında birden “aman efendim,sepet efendim” cümleleri ile karşılanıyorsunuz: Ye kürküm ye.

      Emlakçılar karşılarındaki kişiye göre renk değiştiren bukalemunlar. Z.alanındaki A.er Emlak, Özg. Emlak,buradaki m.emlak öyle en azından. İşiniz varsa ve benim gibi (tamamen değilse bile kısmen) tekerleği yeniden icat etmek zorunda olanlardansanız dikkat ediniz efem:) Bir emlakçının elindeki mülkün ipotek vb. durumlarını bilmemesi mümkün mü? Hadi sonradan öğrendi diyelim, bunu o anda müstakbel alıcıya söylemesi gerekmez mi?

Yine bir emlakçı,satış anlaşmanızda masraflar hariç şu fiyattan dediğiniz halde sonradan lafı çevirip masraflar size ait der mi? Size getirdiği müşteri kerli ferli göbekli ve Kayserili bir müteahhit olursa, ilerdeki muhtemel işlerin hatrına sizi satar ve masrafları size yıkmaya kalkabilir. Üstelik karşı taraftan alacağı komisyonu da azaltmıştır bu ilerdeki yağlı müşterinin gözüne girmek için. Bunlar da 10 gün içinde  karşılaştıklarımdan sadece iki örnek.

Hiç üzülmedim, hepsinin canlarına okudum, bükemediğim ellere de tükürüp küfrettim.

Herkese dürüst ve kazançlı alışverişler efem.

NOT:Resimler paganmedia.wordpress'ten.

6 yorum:

  1. Cübbe ile ilişkim 1987 yılında okula girmekle başladı.Oysa ben, Arkeolog olmaistiyordum.Ciddiyim. Hukuk Fakültesi yazana kadar tutup ta Ege Arkeolojiyi ayzmış olsa idim muhtemelen okul tarihinin en yüksek puanı ile kazanan salak ilan edilirdim. Ben girmedim ama ertesi yıl bir arkadaşım girdi liseden. Bugün Berlin'de, bir üniversitenin bölüm başkanı. Kader işte.Bay Ripley'i izlemek iyi gelir mi bilmiyorum...Kader...
    Gelelim yalancılık kısmına. Örnek gösterdiğin bloga baktım.Yazı çok uzun ve bildiğim mevzuular.Ehh bu kadar sene sonunda hem meslekten kaçmak için elinden geleni yapan birisinin ilk aklına gelen şey, "yazık, daha seneleri var gençmiş te" oluyor.:)
    Gelelim yaptırdığın işleme: Vadeli opsiyon işlemleri o.Hiç bulaşma her halükârda banka kazanıyor.Borsa uzmanı epey üstad bir arkadaşım anlatmıştı bir gün. "Ne bomba icat bu biliyor musun adam söğüşlemek için" diyerek üstelik.:)
    O copbankı ben de sevmem teee 1995 ten beri. Zorunluluktan bir hesabım vardı, hâlâ var gerçi ama kırk yılda bir kullanıyorum. En akıllıca işin hesapta para kalmayacak şekilde harcanması olduğuna kanaat getirip artık para falan bulundurmuyorum.Harcıyorum hemen.:))
    Ne kaldı başka? Hah, emlakçılar değil mi...Sen doğrudan satıcı ol ya da sahibinden alıcı.Boşver emlakçıları.:))
    Bu arada Derrida'dan öteye geçemedin sanırım.:))))
    Sergiye de bir şekilde geleceğim.:)

    YanıtlaSil
  2. Biz de akıllandık, sahibinden ilanları öncelikli artık:)

    Ben yine de insanların yalan söylemesini engelleyen o şuruptan istiyorum!

    Siz yine de paraları harcayıp da tüketim çılgınlığına ve dolayısıyla kapitalizme destek vermeyin lütfen:)

    Ben de sergiyi kaçırmak istemiyorum. Yeni eserlerini görmedim daha Süreyya Hanımın çünkü.

    YanıtlaSil
  3. Bir Anti-kapitalistin harcayacağı paranın kapitalizme fazlaca hayrı olmaz.:)))

    YanıtlaSil
  4. Aman ha, ben söyleyeyim de :)

    YanıtlaSil
  5. "karalistedeki meslekler" diye bir yazı yayınlamıştım blogumda.Öncelikle şunu belirtmek istiyorum kötü olan meslekler değildir mesleği kötü icra eden kişilerdir.Bu kötülük ve kalitesizlik mesleklere bulaştırılmamalıdır,telaffuz edilirken...Pazarlamacılar hep yalancı değildir mesela,sekreterler hep boş dosya kucaklayan kişiler değildir,Her polis rüşvet yemez vs vs..

    Ama bankaların sözleşmelerini okursa insanlar sizin gibi asla kandırılmazlar diye düşünüyorum.Kurnazlık müşteri memnuniyetini tatmin edicek bi kavram değil.Çağ memnuniyet çağı.Bi müşteriyi artık tabiri caizse avlamak dediğimiz şey bi kere olur.Ama bi kerelik müşteri avı ile artık rotasyonu sağlamak mümkün değil.Alternatif çok; A bankası var B bankası var C emlak var olmadı g emlak var.. var da var... Hizmet pazarlaması dediğimiz bankalarda, homojen bir hizmet beklemek pek olası değil evet.Aslında olabilir mi,toplam kalite yönetimini iyi yapar ve korurlarsa mümkün.İnsan A şubesinde gördüğü güzel davranışı istiyor ki b şubesi de yapsın ama olmuyor.İşletme adına kötü bir durum tabii bir şubede kazandığını diğer şubede kaybediyor..Yanlış yapıyorlar..


    Bi kere bazı emlakçıların dalavereci olamsına hiç ama hiç tahamül edemiyorum.Ayıp kardeşim ya sen esnafsın.Hiç yalancı esnaf olur mu.KAldı ki ağızdan ağıza pazarlama ile kazanır bu insanlar paralarını.Biri gider ev alır Şu emlakçıdan Allah razı olsun elinden geleni yaptı der.MAl büyük olunca kişilerin aklında kalır böyle tavsiyeler.Genelde tavsiye usülü gidilir emlakçılara Para yatırıyorsun aracı önemli illaki..

    Neyse benim söyleyeceklerim bitmez.Güzel konulara değinmişsin..Mesleğini kötü icra eden müşteri avcıları tepetaklak olur inşallah:):)Diyelim...

    YanıtlaSil
  6. Biri değil ki hepsi dalavereci:)
    Bugün konuştuğum emlakçı niye güvenmiyorsunuz hanfendi,diyor, bu sözleşme sizin lehinize,evi bağlıyorsunuz işte, ben de emekli öğretmenim, bizde öyle şeyler olmaz..." Daha bir dolu laf kalabalığı. Kardeşim seni tenımıyorum ne diye güveneyim? Hem emekli öğretmenler peygamber mi!!!!



    Bu konuda canım sıkkın. Kısa kessem iyi olacak sanırım:) Ama herkese kesin tavsiyem emlakçılarla iş görMeyin. Mecbur kalırsanız "komisyon" adı altında aldıkları haraçlar için iyi bir pazarlık yapın.

    Bence bu iki mesleği ortadan kaldırmak gerek:)

    YanıtlaSil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)