Venessa

 Avanos'un adlarından biriymiş.

Burada, Izmir'in sıcağında dışarı çıkamazken

Avanos'taki, Kızılırmak kenarında, söğüt dallarının hışırtısı, ördeklerin civcivleriyle yüzüslerini ve nehir kıyısındaki şarkılı geceleri anarak avunayım istedim. 

Planlaması iyi yapılmış ama beklentisi yüksek tutulmamış bir gezi olarak kendime verdiğim çok güzel bir armağan olmuştu haziran başında. (Yaşadığın zamanın içinde olmayı seçmek.)

Sallanan köprü, köprü başında en sevdiğim şarkılardan olan " gamzedeyim"i klarnetle  çalan müzisyen ve ona eşlik etmeye çalışan gençlere eşlik edişimi de ayrıca pakete koymalıyız.

Israrla frig testisi sandığım Hitit güneşinden de bir tane aldım. Müthiş güzel bir formu var ama!

Ve... belki de 20 yıldır görmediğim üniversite zamanından arkadaşımla görüşüp memleketi olan Ürgüp'te bizi ağırlaması... Ruhlarımız değişmemiş ama yaşlandığımızın farkına varmak... 

Çok şey oldu o iki günlük gezide. 

Seyahat insana çok farklı şeyler katıyor, sadece gezmek değil mesele...

Ve gezi yazısı bu kadar ama asıl hikâyeyi yazmadım daha....







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)