Treni Kaçırmak

 1 dakika ile treni kaçırdım.

Olmazdı normalde ama yürürken kafamda bi' dolu şey yavaşlattı galiba beni. Sallana sallana yürüyünce... İstasyonu görmeye başlamıştım, bir baktım karşı yöndeki tren gelmiş. O zaman farkına vardım geciktiğimin. Koştum son bir umut:) Ama yürüyen merdiveni çıkarken tren hareketlenmişti çoktan.

Dert değil.

Bugün hava çok güzel. Bu sabah en azından. Serin, tatlı bir esinti var.
Banliyönün oturakları gölgede. Tam da karşımda, bir sebepten sevdiğim, dört katlı bir bina.

Aslında bina çirkin. Dış cephesi lacivert- turuncu-kahverengi mozaiklerle kaplı. Mozaik sevmem. Çok nadirdir estetik olarak yapılmışı. Hele tüm dış cephede...

Fakat bu binanın önünde 4 tane servi çamı yan yana, son kata varmak üzere olan boylarıyla, yaz kış aynı yeşillikte, tam da sevdiğim gibi pencerelerin önündeler...öyle güzeller ki.

Bahçenin yanlarına doğru daha küçük çamlar da var ama bu büyükler başka güzel. Binanın çirkinceliğini örtüyorlar gözümde.

İnsanlar birikmeye başladığına göre tren saati yaklaşmıştır. Bakıyorum, evet, 5 dakikaya gelir:)

Ve ben bu yazının imlâsını düzeltene kadar geldi bile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)