İLKELLİKLE BAŞ BAŞA KOL KOLA

 

Oturduğum binada bir "asker eğlencesi" yapılıyor şu anda.


Evet, halen sokakta düğün dernek yapanlar var.Bu mahalledeki üçüncü yılım, üç yıldır böyle.

Apartmanın garajının arkasındaki boşluğa çalgıcılar gelmiş, ( bir de bet sesli olmuyorlar mı) mikrofon cayırtısı, halay horon erik dalı ebemin kuşağı...

İzin alınmadığına yüzde bin emin olduğum havai fişek patlatmaları. Silah sesi gibi patlamalar...

Bu konuda bir hakimin, evet hakimin yazısını okumuştum, özetle polisler ve yetkili başka kimseler "insanların yasakları delmelerine göz yumuyorlarmış, sosyal sebeplerden dolayı. Zavallıcıklar, eğlensinler işte kendi aralarında gelenek görenekleri gereği. Polise molise cephe almasınlar...Böyle bir şeydi işte lafın geldiği yer.

Asker eğlencesini yapan üst kat komşum. Bir kahve içmişliğimiz var. Ses etmiyorum bu yüzden. Arada iki kıvırarak, arada ya sabır, ne zaman bitecek diye diye :p


Durun, bitmedi daha! İki yan apartman sonraki binanın önünde nişan mıdır sünnet midir anlamadığım bir "eğlence" daha var.

Combo gibi, aynı saatte iki sokak düğünü....


Öyle kanıksadım ki artık ne şikayet ne ikaz ... hiçbir şey yapasım yok. Üstelik  tanımadığın onca insan kim bilir insan değil de hayvansa silah bile çıkarabilir, öyle değil mi? Polisin de yüzünü maymunlar görsün...

2011'de yeni taşındığımız evde, rahmetli babam yatak hastasıydı. Gecenin 12'sinde, evet 12'sinde karşı komşu bir çekyatı parçalıyordu kapısının önünde, Evet çekyat ve evet apartmanın içinde. Gerisini anlatmayayım. Bu olay İzmir'in güzide denebilecek bir ilçesinde olurken şimdi varoşluğunu kentsel dönüşümle mönüşümle bile bırakamamış bir semtteyim. Yani diyorum ki daha insanımızın zihni varoş, yaşadığı yer önemli değil.

Köydeyken, köy meydanında, hastanın çökelin rahatsız olmayacağı bir yerde yapardın düğününü, müsaitti orası, istmeyen evinden duymazdı zahir... E şimdi?..

Düğün salonları pahalı diyecekler var sanki, her bütçeye göre var oysa. Çırağan Sarayında da düğün yapabilirsin, öğretmenevinde de...Yapamıyorsan da senin keyfin için ben niye eziyet çekeyim?

Lafın kısası, ben evimin içinde bu eziyeti çekmek zorunda mıyım?



6 yorum:

  1. vay be polis halktan korkar çekinir miymiş, bixe cephe almasınlar falan mı dermiş....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Demez de işte ben abarttım belki, sonucta ciddi bir yaptırım uygulamıyorlar yukardakiler bu konuda. Yoksa "halka" neler yaptıklarina ben bizzat şahidim 2 yıl önceki kadınlar gününde.

      Sil
  2. Sen bir gece ile kurtuluyorsan ne güzel, evimin karşısı boş arsa tüm mahalle düğünleri ve yemekleri burada oluyor bir de beni düşün:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eyvah eyvah:)
      Kınadığım bu kültürün içinden gelmeyim, akrabalarım da ben küçükken yaparlardı böyle. Şimdi hala var mı kapı önünde çalgı bilmiyorum. Yakında bir akraba düğünü var, görürsem yazarım:)
      Ortaokula kadar da, İzmir'de, bütün kınalar, sünnetler sokaklarda yapılırdı. Çocuk aklımla hastayı yaşlıyı, yaslıyı düşünmezdim elbet o zaman...

      Sil
  3. Merhabalar.
    Maalesef ülkemizde şu anda her yerde aynı merasim ve eğlence kepazeliği var. İlla bir vatandaşın ihbar etmesi mi gerekli? Hayır! Güvenlik, asayiş ve kolluk güçleri böyle diğer insanları rahatsız eden gürültülü eğlenceleri iptal etmeli. Yazınzıda bahsetmişsiniz ya, işte öyle sosyal sebeplerden dolayı her şeye göz yumuyorlar. Doğru mu? Değil! Ne yapabiliyoruz? Şikayet ediyoruz. Daha sonra o eğlence güruhundan küfürlü sesler yükseliyor; hangi ....şikayet etmiş?
    Ne zaman adam oluruz? Ne zaman kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyleri başkasına yapmadığımız zaman...
    Bir ülke gerçeğini dile getirip paylaştığınız için teşekkür ederim. Aslında bu tür konulara böyle blog sayfalarımızda yer vermemiz gerekiyor.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, yazmamız lazım. Sesimizin çıkması lazım. Sesini çıkarması gerekenler susuyor bu ülkede:(

      Sil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)