CUMARTESİNİN ÖYKÜSÜ

 

                                                               BİR ZAMANLAR BİR KADIN VARDI

                Bir zamanlar bir kadın vardı. Her zaman tek başına yürürdü.

                Bir gün kaldırımda beklerken sol tarafına doğru göz kırptı.

                Karşısındaki kumral adam bana mı diye düşünerek dikkatlice baktı. Emin olamadı. Kadında ortalık yerde ona buna göz kırpacak hal yoktu. Hem de hafif sola dönmüştü göz kırparken, orada da kimse yoktu ama?  (Dedik ya hep yalnız yürürdü.)

                Kadın tay tüyünden kırmızı bir manto giymişti. Saçları yapılıydı; orta uzunlukta; kahverengi. Asildi. Öyle elini beline atabileceğin kadınlara benzemiyordu hiç.

                Ama göz kırpmıştı, kırp-mış-tı işte! Adam birkaç saniye içinde tarttı düşüncelerini. Sadece bir gülümsemeyle karşılık veririm, en kibar, en namuslusundan, sonra bakarız dedi. Yeşil yandı. Kadın tekrar göz kırptı, yürümeye başladı herkesle beraber. Adam karşıya geçmedi, kadının varmasını bekledi. Dudakları kıpır kıpırdı kadının. Merhaba dedi adam kadın kaldırıma varır varmaz. Gözleri parlıyordu, oval yüzün her milimetresini emiyordu adeta. Kadın da merhaba dedi, adamı tanıdığını zannetmişti. Soluna dönerek bir şeyler mırıldandı. Tanışıyoruz değil mi diye sordu adam hiç vakit kaybetmeden. Kadın mırıldanmayı bırakarak adama şaşkın şaşkın baktı. Tekrar soluna döndü, İmmi, adamın yanındaki Azrail değil mi der demez soluna doğru hızlıca çekiştirildi. Kalabalık ise adamın ve motorsiklet sürücüsünün üzerine üşüştü.

 

10 yorum:

  1. Müthişti. Kısa gibi ama derinlik vurup da zihinde çoğalanlardan, etkileyici bir görsellik sunuyor insanın zihnine... Kısa film gibi. Bayıldım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nasıl sevindirici bir yorum bu. Okuyan gözlerinize sağlık:) Kıpkısa ya da küçürek öykü var biliyorsunuz. Bense tam sizin dediğiniz gibi kısa filme yakın yazmak istemiştim:) Selamlar.

      Sil
  2. Merhabalar.
    Tam iki sefer okudum. İlk seferinde doğru dürüst bir şey anlayamadım. Demek ki üstün körü okumuşum. İkincisin de biraz daha dikkatlice okudum. Bir şeyler anladım ama, kendimden de bir şeyler katarak sonucu bağlayabileceğim bir hikaye olduğuna karar verdim. Zaten her şeyi açık açık yazmayacaksın, okuyucuya da bir şeyler bırakacaksın ki, okuyucu tembel alışmasın, sonra her şeyi yazardan bekler. Hazırı herkes sever. Önemli olan emek katarak sonucu bağlamak.
    Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
    Sağlıcakla ve esen kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Recep bey öyle güzel izah ettiniz ki ekleyecek bir şey bulamıyorum. Selamlar efendim:)

      Sil
  3. Aslında dün gece okumuştum, bugün sakin kafayla tekrar okumak istedim:))) İyi ki öyle yapmışım, çok çok etkileyici ve güzeldi, hayran kaldım:))) Çok güzel yazmışsın, kısa ve etkili hikayeyi herkes yazamaz çünkü. Bayılarak okudum:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler. Biraz kapalı yazdığımı hep söylerler ama anlaşılabilmrk, okurun kendine pay bulması çok güzel:) ❤️

      Sil
    2. Bazen dosdoğru söylenen şeylerin altında da bir şeyler aranıyor =) "Tam olarak anlatmak istediğim bu" deyip okuyucunun kafasını açıp içine sözcükleri yerleştirsek bile o işlem onların zihninde devam edeceği için seçtiğin yol bana çok mantıklı geldi. Bu arada gayet korktum da sonunda.

      Sil
    3. Öyle çok üst kurmaca, pastiş vs okuyoruz ki dediğin gibi masallar bile masal gibi okunmuyor artık. Sonu korkunçlu biraz sanki evet:)

      Sil
  4. Bitiş hiç böyle hayal etmemiştim vurucu olmuş. :)

    YanıtlaSil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)