Evlenen Ailelerdir

 Çamların altında oturmuş, esen rüzgârda çam iğnelerinin sağıma soluma batmasına aldırmayarak göğe baktım. Karıncalara da aldırmayarak yere uzandım göğe bakmaya devam ettim. Ileride denizin sesini duymaya çalıştım. Kitabımı elime aldım ama birden aşağıdakiler aklıma geldi.


Eskiden evlilikler görücü usuluyle yapılırken aileler birbirini görür incelermiş. Ailelerin denkliğine bakılırmış. Elbette bu maddi olduğu kadar manevi kriterlere göre de yapılırmış. Mesela kibar, görgülü okumuş bir aile mi, ya da asaleti vs...

Evlendirilecek çocuklar bu kriterlere göre eşleştirilirmiş. Elbette makul aileler çocukların kendi özelliklerini de hesaba katarmış.

Bugünlerde aile dizilimi vs bir sürü şey çıkmış ortaya. Neymiş diye bu yazıyı yazdıktan sonra bakacağım.

Bence önemli olan şu: her iki tarafın ailesi de muhtemel çift için çok önemli. Şu açıdan: karşınızdaki insanı daha iyi tanımak açısından. Anne ve babanın çocuğunu yetiştirirken takındığı tutumlar ki muhtemelen birkaç travma bulacağız, anne ve babanın dünyayı yorumlama biçimleri, hayatı yaşama biçimleri, problem çözme teknikleri vs vs... sorunlar karşısında aldıkları tutum ve tavırlar yani.. kaçıyorlar mı,  ahlanıp vahlanıyorlar mı, suçlanacak birini mi arıyorlar, yoksa bu da geçer, hallederiz bir şekilde mi diyorlar mesela...

Sevgilerini gösterme biçimleri... aile içindeki demokrasi, söz hakkı...  bir birey olabilmiş mi yoksa hâlâ ana babanın abinin ablanın vs. sözünden çıkamayan bir çocuk olarak mı kalmış? Şımartılarak, paşam prensesim diye pohpohlanarak mı yetiştirilmiş? Bencilliği tavan mı yapmış? Uzlaşma biliyor mu aile fertleri?... İşte bütün bunlara bakılmalı. Sevgilinin anne babası onun hakkında çok şey anlatır...  Ve dolayısıyla ileride nasıl bir aile olunacağı hakkında.

Bazı zamanlarda mesela nişan ya da düğün alışverişlerinde çok çabuk ortaya çıkar bu tür özellikler....

Benim bahsettiğim ailelerin yeni çiftlerin her şeyine burun sokmalarından başka bir şey, çiftleri rahat bıraksınlar mümkünse zaten. Dediğim armut dibine düşer sözündeki gerçeklik payı.

Elbette annesiz ya da babasız yahut her ikisi de olmadan büyüyenler için de bakılması gereken şeyler vardır.  Çocuk için çok zor durumlardır bunlar. Yara almadan çıkılması nadirdir...

Pohpohlanan obez prens ve prensesler
hakkında başka bir yazı yazmak istiyorum.  Kısmetse yazarım.

Au revoir.

11 yorum:

  1. Merhabalar.
    Çok önemli ve toplumun yarası olan bir konuya parmak basmışsınız. Aynı şeyleri bizler de yaşadık. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selamlar Recep bey. Kendi başına kararlar alıp uygulayamayan, anne babasının sözünden çıkamayan kişiler var. Nasihat dinleme babından değil, bildiğin kendisinin ve eşinin hayatiyla ilgili kararları ailesine bırakanlar, sesi hiç çıkamayanlar. Bunlar evlenmesin bence.

      Sil
    2. Merhabalar.
      Cevab-i yorumunuzu okudum. Çok doğru ve çok da güzel bir tespit yapmışsınız. Kaleminize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Efendim bir grup daha var ve ben de o gruba giriyorum; benim gibi olanlar da hiç evlenmesinler.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
    3. Aaa merak ettim doğrusu bu diğer grubu:) Selamlar bizden.

      Sil
    4. Merhabalar.
      Evlilik çok büyük sorumluluk ve fedakarlık isteyen bir müessesedir. 44 yıllık evliyim. Ben yeterince bu konuda bir baba olarak eşime yeterince yardımcı olamadığım gibi, çocuklarıma da iyi bir baba olamadım. Bunlar öz eleştiridir. Ben bu konudaki eksikliğimi kabul ediyor ve bu öz eleştiriyi eşime ve çocuklarıma da yapıyorum. İşte benim gibi olan insanlar da evlenmesinler.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
    5. Anladım.. Sizde bir farkındalık, öz elestiri olmuş en azından. Selamlar.

      Sil
  2. Eşimin annesine baksaydım evlenmeyebilirdim sanırım :D Tuhaf bir şekilde beş kardeş de pırıl pırıl,hepsini çok severim. Sanırım çoğunluk için yazdıkların doğru olsa da insan ilişkileri, karakteleri, tavırları formüle edilemiyor. Herkesi tek tek ele almak gerek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette genellemeler yapıyorum. Burada bana göre ilk önemli olan yazımın çıkış noktası, anne babadan çok kişinin anne babanin yörüngesinden çıkıp çıkmamış olduğuydu aslında.

      Sil
  3. Yazınız o kadar denk geldi ki! Birkaç saat sonra oğlum için kız istemeye gideceğiz:) Tabii bu bir formalite, verirler mi, vermezler mi diye bir durum söz konusu değil. Aileler arasında bahsettiğiniz farklılıklar hayli fazla. Anne baba olarak bizlerin söz hakkı yok. Birbirlerini görüp beğenmişler, önemli olan ikisinin anlaşması ve aile içindeki sorunlara büyükleri karıştırmamaları. Eskiye göre söz, nişan ve düğün ritüelleri hayli değişti. Kızın ailesi şunu, oğlanın annesi bunu istiyor gibi müdahaleler yapılıyor genelde. Her türlü tantanaya karşıyım şahsen. Ben eşimle baştan beri aileleri işimize karıştırmadık. Evliliğin amacı güzel bir yuva kurmak. Aileler işin içine girdiğinde sonu felâket oluyor. Bugün tek başıma karar verme imkânım olsaydı, eşimi alıp gider nikah memurunun önünde imzayı basardım. Milleti eğlendireceğime gider kendim harcardım parayı. Şimdi evlilik kurumu büyük bir sektör oldu. Nişan tepsileri, kılık kıyafetler, mumlar, süsler, kına geceleri, düğün salonları, fotoğrafçı, davetlilere konaklama, yemek... daraldım. Hani her şeyi yaparsın da bir de arkasından kusur aramaları yok mu:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayırlı uğurlu olsun diyelim önce. Evlilik törenleri bence de fazla abartılıyor. Hele kız tarafı, gelin adayı sırf o yaptı benim de olsun türünde şımarıklıklarla bir sürü gereksiz ve çoğu da taklit, taklit olduğu için bayağı ritüeller vs yapıyor. Gönlünden geçerek, estetik ve hatırası olacak , kendi kişiliğini yansıtacak bir detay yeterli olacakken dediğiniz gibi bir sürü tantana. Hakkaten o parayı çok daha güzel bir şekilde harcayabilirler oysa.

      Sil
    2. Evet bir de dedikodu boyutu var işin ki sinir bozucu. Yaranılmaz bu insanlara:)

      Sil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)