BİLDİĞİM TEK TONİK


BİLDİĞİM TEK TONİK YÜZ TEMİZLEME TONİĞİYDİ

Ha bugün ha yarın yazacağım bloga derken şimdiyi buldu.

Az önce markete çıkayım dedim.

4 gündür dışarı çıkmamışım, pazar günü de soğuk algınlığından tüm gün abartısız yattım zaten.

Senin neyine bütün evi temizlemeye kalkmak, böyle yatarsın işte ertesi gün.

Valla korkmadım değil, korona morana olursam durduk yerde. Bağışıklık zayıf düşmüşken orada burada saklanıp kalmış bir virüsçük yolunu bulursa diye.

Pazartesi ayağa kalktım şükür. Sonra baktık ki devlet-i âlimiz 4 günlük sokağa çıkma yasağı ilan ediyor.

Bu taraflar sakindir, "ucuzcu" marketler bile boş olur genelde. Ama bugün maşallah ilk kez kalabalık gördüm. Tabii ramazan üstü de. Neyse ki alacağım sadece yoğurttu.

Salı pazarı yolumun üstünde. Salgından bu yana iyice tenhalaşmıştı. Bugün orası da kalabalık. İlk kez zabıtayı gördüm. Girişte herkesin maskesini kontrol ediyor ve kafalarına (evet kafalarına) termometre tutarak içeri sokuyordu. Pazarın kenarlarını da mavi demirler ve demirleri birbirine bağlayan naylon şeritlerle çevirmişler. Giriş çıkışı kontrol edebilmek için.

İşte, devleti milleti yeni yeni bir şeyleri idrak etmeye başladı.

Bendeniz de, evdeki beyefendiyle beraber, 14 Marttan bu yana sadece marketlere ve az ilerdeki parka çıktık sadece. Ne Kızılay ne başka bir yer, ne de akrabaların gidip gelmesi. Arada uğradığım bir komşum vardı, ona da ancak vatsaptan meraba diyorum. Eşi dönüşümlü olarak işe gitmek zorundaydı en son konuştuğumuzda. 

Anacığım, talihim böyle, hep yalnız biri oldum ben zaten:)

Daha başka şeyler vardı aklımda, unuttum bak şimdi!

İnstagrama takılıyorum ama o da bir noktadan sonra sıkıyor. Keşfet'te sadece karikatürlere baktığımı keşfeden yapay zeka, önüme aynı karikatürleri çıkarmaya başlayınca "shut up bitch" deyip kapattım.  Yapay zeka İngilizce biliyordur değil mi :)))

Momentos'a mim sözüm vardı.

Yıllar sonra çizim yapmaya dönmüştüm ama kış başında misafirimiz olan iki cüce minnoş boya kalemlerimi kapınca ortada kalmıştım. Geçenlerde evdeki beyfendinin kaligrafi kalemlerine çöreklenerek aşağıdaki çizimimi tamamladım.

Kabul ederseniz Momentos ve diğer tüm blogumun izleyicisi arkadaşlarıma hediye ediyorum efenim. Bu kısıtlanmış günlerde hepimiz içe dönmenin artısını ve eksisini yaşarken bir anı olarak kalsın burada.



* Toniği benim gibi sedece "cinle bileşik bi şey" sananlardansanız birden piyasanın yıldızı olmasına da şaşmışsınızdır herhalde. çinde kinin olduğundan coronaya karşı birden sükse yapmış!)Evdeki beyefendi bana alternatif içecek olsun diye almış getirmiş. Kola, hazır kahve ve meyve suyu  vs içmediğim için.

Neyse, acı macı şifa niyetine hacı! diyerek içtim. Fekat benim bey asilzade olduğunu benim de gıralıçalara layık içkiler içmem gerektiğini bana seçtiği içkiden de belli etti. Şişenin boğazında yazana bakın:

By appointment to her majesty Queen Elisabeth II Sw. Holdings Ltd

:))))))


Doğum günlerimizi benimkiyle birlikte kutlarız demiştik, korona domuzu müsaade etmedi, tonikle, kibrit çöpünden mumu olan peynirden pastayla idare ettik işte:)

Sağlık olsun napalım.




2 yorum:

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)