KAPIYI ÇALMAYAN MİSAFİR VE CORONA

Bilim temelli yetiştirilmiş bir kafa olarak,

Mayalar'ın milenyumda kıyamet kopacağı kehanetini ortalığa yayarak etrafı sallamış ve sallanmış olanlara gülüp geçmiştim.

Hani dini bütün yetiştirildiğim için kıyamete inanırım da. Lakin neydi o öyle canım!

Ama şimdi düşünüyorum da binyıllar öncesinden yapılan bir hesaplamada 20 ya da 50 yıllık bir sapmanın lafı olmaz ki!

Espri bir tarafa bu corona virüsü can sıkıyor artık. Millete baka baka marketlerde makarna, un arar oldum anasını satayım! Stokçuların yüzünden fiyatlar da arttı üstelik. Peh.

KORONAYA sağlık!
Can sıkıntısı 1:  8 aydır eve bir uhu alıp da kırıkları yapıştıramamıştım.

Kara kedi ve yıldızın bacakları yerine yapıştı şükür:) Soldaki paketler kolonya. Eczacı 20 ve 30 TL fiyat biçti. Yıllardır çantasında Tariş'in sprey kolonyasını taşıyan, zırt pırt telefonunu, anahtarlığını, elini fısfıslayan biri olarak halkımıza teessüflerimi bildiririm!

Hem medyası hem sosyal medyası çöplük olan bu memlekette normal insan sapıtır.

Ne saçma şeyler dolaştı ortalıkta, doktorundan doçentine üstelik bunu söyleyenler. Sokaktaki adam ne yapsın yani. Üşenmemiş tane tane anlatmış, video yapmış saçmalıkları, sonra paylaşan paylaşana. Kimi de utanmadan Unicef etiketi filan koymuş paylaştığı zırvanın altına. Bunu yapanlar daha kötü niyetli bence. Yav arkadaş, virüs dediğin nane, tuzlu su gargarasıyla ölür mü? Hiç mi biyoloji dersi... Pardon ya, burası Türkiyeydi di mi? Google amcayı sadece porno için kullanıyorlar dediydiler, doğruymuş demek. Komplo teorileri ayrı terane. Velev ki komplo diyelim oğlum, senin derdine çare mi bu? Ağzı olan konuştu, konuşuyor ekranlarda. Neyse geçelim bunları. İnsan ırkının evrildiği filan yok zaten, bin yıl önce neysek şimdi de oyuz. Harari mi neydi, adam döktürmüşsün sayfaları da, alo koçum, gerek yokmuş uzatmaya!

Dünya serçe günüymüş bugün.
Romanımın gizli kahramanlarını anmaz mıyım.

Tedbirlerimizi alıyoruz şükür, ama tedirginliğimizi engellemiyor bu. Başkasının duyarsızlığı senin tedbirlerini delip geçebilir.

Evdeki beyefendi tatil. Benim işim zaten home-office denen zımbırtı. Ama yasak-baskı bu ya, insanın çıkası yoksa bile çıkıp gezmek istiyor. Aman ha Narda!

Bu hafta Ankara mart kapıdan baktırır yaptı. Neyse, güneş çıkacak, kenardan kenardan yürüyüşler yaparız nasipse. Taçlı kral corona olmayaydı Ankaralı blog'çulara seslenip tanışalım görüşelim duyurusu yapacaktım. Kısmet.

İnstagramda korona günlükleri başladı. Bir bakıma iyi. İnsanların ortak derdi can sıkıntısı olmuş, konformist bir şey bu ya neyse. Sonuçta benim de sıkılıyor, tamamen psikolocik. Artık ıvırı zıvırı gönül rahatlığıyla payşabilirim instagramda. Caizdir bu süreçte. 

 

Nisanın 15'ine kadar yetiştirmem gereken bir yazı var. Bitti sayılır şükür.

Sıkıntıda olanlara, test sonucu bekleyenlere Allahtan iyilik, kolaylık diliyorum. Hepimize lazım dua ve sabır...

Her gün annemi arıyorum, çıkma dışarı diyorum. Zaten çıkmıyordum ki diyor. Kafaya takmama konusunda birkaç hafta öncesine kadar ağır bir savaştan hükmen galip çıktığım için şimdilik iyiyim.

Bloglara sıkça göz atıyorum ama yorum bırakmıyorum çoğu kez. Kapıyı çalmadan dönüyorum.Ya yazıya tamamen katılmışım, başka bakış açım, yorumum yok, hadi bir emoji bırakayım hiç değilse diyorum, sonra da hiyeroglif çağında mıyız anasını satıyım deyip kendime set koyuyorum. Yakında işaret diline geçeceğiz bu gidişle. 

Neyse. İnsan dediğin böyle yaşarmış, inişli çıkışlı, zahmetli. 

Au revoir.