SİZE BİR SIR VEREYİM
Ego kartımı kaybettim. Hükümsüzdür.
Kendimi kaybettim. Bulan cennete yollasın....
Neşemi kaybettim. Geri getirene yüz bin dolar ödül...
Şaka gibi, 2020
geliyor.
1999'un sonlarında televizyon haberlerine bile konu olan
(evet, medyamınızn b.k püsüre dönüşmesi o yıllara dayanır, 90'lara.) milenyumda
kıyamet kopacak geyiği vardı. Milenyum. İkinci bin yıl. (Kime göre, neye göre
ikinci bin yıl, peh.)
Çoğunluk inanmıyordu. Şimdi ise ... neyse, girmeyelim bu
muhabbete. Bu konudaki karamsarlığımı bilmeyen kalmamıştır herhalde.
Hiç değilse şunu söyleyerek bu yazının başına oturma
sebebimin aydınlığına döneyim: Yakın bir
zamanda insanoğlu tabiata karşı yaptığı (aslında kendine karşı) bu kıyıma dur
derse, adaletsiz gelir dağılımına hayır derse, dünya bizi daha çooook doyurur
diyenler de varmış.
Size bir sır vereyim: Yaşlanmaktan (yaşlanıyor
olmaktan) korkuyorum.
Güzel haber ise şu: Bu korkumu yenmek üzere olduğumu
hissediyorum.
[Siz 1990 sonrası doğan "bebeler", bu yazıyı
okumak zorunda değilsiniz:) Ama
okursanız, milenyumdan sonra 5 kat hızla geçen zamanın farkına varmadıysanız
varırsınız ve bazı şeyler için vakit kaybetmemek gerektiğine ayarsınız, diye
umuyorum. Amme hizmetlerimin devamı gelecek. Öptüm.
Hayat Yazıyor istemişti yeni yıl yazısını. İşte bu yazı o
yazı. İç açıcı başlamadı gibi sanki.
Ama liste geliyorrrrrr!
İstediğim şu: Bu saçma sapan ülkenin yaşanılır hale
getirilmesi ve bunun için elimden ne geliyorsa yapabilmek.
Bir de geriye dönüp baktığımda iyi ki Ankara'ya gelmişiz diyebilmek.
Yalan yok, bir tane ölmeden önce yapılacaklar listem vardı.
Ama şu an ne bileyim, o kadar da istekli değilim. Yine de listeye bakınca bir enstrüman çalmayı öğrenmek
halen çekici geldi. Çok iyi, çok iyi, umudum var kendimden:p
İyi bir "Tanrı" var ve ondan hepinize iyilik diliyorum bu yıl.
Daha güzel yazılarda buluşmak umuduyla,
Au revoir.
2000 yılı beni heyecanlandırmıştı.. 2 ve yenyene üç sıfır hem grafik açısından da neler yapılmazdı ki!.. Hek de teleffuzu hoş bir dönüm noktası olarak görmüştük. Milenyum. Bin yıl. Yani ikinci bin yıl; takvimi miledi olarak işletirsek. Batı dünyası takvimi İsa'nın doğum yılıyla başlatıyor ve kutsallığıa oturtuyor konseptini. Biz rumi de kullandık, hicri de kullandık. Aslında zaman geçmiyor ömür geçiyor ömür. Sanki kendimi kuru yaprak gibi hissediyorum dalında. Ha düştü ha düşecek misali. Fakat ruhum tam da otuzüç yaşında. Yani cennete gideceğiz ya, cenntte herkes otuzüç yaşında olacak ya!.. Biz de neden olmayalım orada. Ruhum genç dedim hala çocukluğumu yaşıyorum ve yaşatıyorum desem!.. Bir sırt çantam var benim, evimden uzaklaşırken bir küçük havlum, bir kitabım ve bir de küçük mızıkam vardır benim. Gün içinde sürekli kullanırım. Ayrıca bir mızıkanın dışında en az üç tane daha aynısından bulundurururm. Küçük çocuklarla gittiğim yerlerde karşılaşırsam en durgun ve en içe kapanık olanıyla hemhalleşirim. Ona mızıkamla doğaçlama yaparım. Kitabımdan bir parağraf okurum. Havlumla terleyen çocuğu kurularım. Sonra da ona çaldığım nameler boşa gitmesin hoşa gitsin diye de çantamdan yeni bir mızıkayı çıkartır; karşımrda bana merakla bakan sümüklü sokak çocuğuna veririm. Genelde köye gittiğimde, beş on tane mızıka köy çocumklarına dağıtmış olurum. Hiç bir şey yapamıyorsan çalacağın enstrüman mızıka olmalı. Hem doğal, hem doğaçlama, hem, sportif, hem fantestik. İstersen otantik ve mistik olarak da düşünebilirsin. Ya da protest bir caz ustası adayı bile olabilirsin.
YanıtlaSil.....
Nihayet 2020'nin kapısını çalıyoruz. Bu da milenyum kadar heyecanlı olsa gerek. Çükü 2020 grafiksel açıdan iki yirminin yanyana durması demek. iki sıfr, iki sıfır... İnsan niçin enstrüman çalmalı ki!.. Elbette ahengte buluşmak için. Aşk nasıl bir şey yaşadık ve gördük, tattık. Gerçek aş bitmeyendir diyebiliriz; sanat tutkusu, bizi ahengte harmonide buluşturan ve yaşatantutku!. . Bir müziğin notalarındaki kayboluşumuz gibi, bir resmin sarısına mavisine sarılmamız gibi. Bir şiirde haykırışımız gibi. Belli mi olur; bu gayretlerimizle, özverimizle, iletişim, algı ve bilincimisle hakikatte buluşuruz bir gün vesselam...
Çok güzel ifade etmşsiniz gerçekten. Ve mızıka! Neden olmasın, teşekkürler!
Sil20li yaşlarımdaydım, üniiversitenin son yıllarıydı galiba, birinden mi duymuştum, okumuş muydum, şöyle diyordu: İnsanın sadece bedeni yaşlanıyor, ruhu hep genç kalıyor ki. Şimdi ne demek istendiğini anlıyorum:)
Selamlar.
Ben Ankara'da yaşamayı çok sevmiştim.
YanıtlaSilBir de Tanrı iyi mi bilemiyorum da artık.
Nice sağlıklı huzurlu yıllara şimdiden...
Ankaranın ucunda bir yerde üç yıl kalacakmışız gibi görünüyor şu anda. Benimkisi çocukluktan gelen bir soğukluk, sevememiştim burayı. Ama çocukken gördüğüm Ankara'nın dışında bambaşka bir Ankara da var şu anda. Bakalım, İzmirlinin Ankarayla imtihanı nasıl olacak:) Daha doğrusu Ankaralılarla:))
Silİyi dileklerin için teşekkürler...
bi listem bile yok narda :) '19 berbat geçti umarım '20 daha insaflı olur.
YanıtlaSilHemen yap. Eskiden gıcık olurdum bu tip liste şeylerine. Arada açıp bakmak iyi oluyor aslında.
Sil2019'u hala kanıksayamadım ben. Kafamın içinde hep 2018'di... O da iyi değildi ya. İnşallah diyorum artık...Selamlar.
mimledim herkesi sonra hayat da beni mimledi dönemedim:) milenyumda artık terk edilmeye başlamış olan adeti yerine getirmiş kart atmıştım millete 20 sene mi geçmiş az önce ajandalarımı aldım dedim 2020 yazıyor fotosunu çektim ve başlık şu olacak dedim 2018 e hazırım oğlum uyardı anne 2020 ye giriyoruz gözümün gördüğüne beynim aynı hızda uyamıyor 2014 2016 falan tarih de attığım oluyor:)) yaş alıyoruz sağlıkla inşallah umarım bu saçma sapan ülkede de güzel şeyler olur:)) teşekkürler mim e döndüğün için ankara da güzeldir görüşelim
YanıtlaSilBen 2018'de kaldım, net.
SilGüzelliğini görürüz hep inşallah.
Tamam.
Valla ne yalan sölim,bizim hiç bir yılımız adam akıllı gibi geçmiyor,illa bir sorun çıkacak..🙂 2020 bari iyi geçsin hepimiz için..😊
YanıtlaSilİnşallah... Ferahlık diliyorum hepimize.
Sil''yaşlanmak beni korkutuyor'' cümlesi yaş ilerleyince daha bir ehemmiyetli oluyor.
YanıtlaSilKorkutan çok şey var da en çok korktuğum ?
Yaşlanmak değilde yalnız yaşlanmak korkutuyor beni galiba :(
insan en çok bundan dolayı yanında birini istiyor sanırım. Yine de önünde sonunda yalnız ve yalnız kalacak. Ama elini çabuk tutmalı yine de:)
Sil