SELÇUK BARAN'I ERKEK, BERNA MORAN'I KADIN SANMAK...









Küskün ayrılmış yazarlarımızdan Selçuk Baran... İyi bir öykücü. Yalnızlık, umutsuzluk anlatıyor bu seçkideki öyküleri. (Depresifken okumayın:)) Klasik olay örgüsünden uzak, kesitler sunan, kesitlerle anlatan öyküler...


Hepsini beğendim ama en çok Sarmaşıklar, Bahçede, Haziran ve Ağ öykülerini...


" Şu kent yaşamımız kocaman, düzenli bir sigorta örgütü değil mi? Primi zamanında ödediniz mi, bütün korkulara, bütün can sıkıcı durumlara karşı güvenliğiniz sağlanmıştır. Ve primleri zamanında ödemeğe alışmışızdır. Yasaların önsözlerinde yazılı onurumuzdan, bildirilerde yinelenen özgürlüğümüzden, şarkıların duyurduğu sevinçlerden, durmadan sözü edilen, tanımı yapılan insanlığımızdan, kısacası bir türlü gerçekleştiremediğimiz bütünlüğümüzün kırıntılarından kesip öderiz..."(Sarmaşıklar)

***
" Bir kız, bir akşam yemeği çağrısına "evet" demişse, erkek umutlanmakta haklıdır. O, kızı evine çağırmağa da yeltenebilir böylece. Kız kabul ederse, erkeğin farkına vardıkça sevindiği güçleri koncalanır, umut çiçekleriyle. Kız kabul etmezse hiçbir şey olmaz. Demek istediğim, erkeğin o sevindirici güçleri solup kendi kendini tüketmez bu durumda. Ama erkek, yemekten sonra kızı evine çağırmazsa bu kez kız incinir. Çünkü böyle bir çağrıyı geri çevirerek ne kadar namuslu olduğunu erkeğe -ve nedense- bütün dünyaya kanıtlamak fırsatı elinden alınmış olur. Kızı inciten başka nedenler de vardır tabii.  Ama bunların yazılıp söylenmesi pek adet olmamıştır." (Sarmaşıklar)


6 yorum:

  1. bir de Emile Zola'ya kadın muamelesi yapmak :D

    YanıtlaSil
  2. Evet ya bir de o vardı değil mi? :)

    YanıtlaSil
  3. İlginçmiş, dobra ve depresif bir yazım tarzı oluşturmayı amaçlamış sanırım :)

    YanıtlaSil
  4. Tekduzelik ve kesin bir yalnizlik. ... depresifligin öncülü:)

    YanıtlaSil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)