236 * 2

Bozkırkurdu, ilk okuduğumda (5 yıl önce) beni etkileyen ama bunaltan ve rahatsız eden, şimdiyse yerini bulmuş bir kitap.

Beni etkiledi çünkü insanın olduğu şeyden utanmaması, kendini olduğu gibi kabul etmesi, bununla birlikte hayatı, kendi hayatını da öyle kabul edip, hatta çoğu zaman hafife alarak yaşaması gerektiğini söylüyor.


İnsanın içinde değil iki, belki de yüzlerce ben -kişilik- olduğunu, hayatının herhangi bir anında, bunlardan birinin ortaya çıkıp hayattan zevk almasını ve  eğilip bükülerek yoluna çıkan engeli aşmasını sağladığını kavrıyor Harry bu kitapta.

İnsanın, çoğu kez* kendi kendine koyduğu sınırları, duvarları aşması gerektiğini söylüyor. Hatta belki de her şeyi denemekten çekinmemelidir insan. Bunun bedelinin "ben" tarafından ödeneceğini kabul etmelidir ama önce.

Bu her şey içinde aşırı uçlar var bana göre de (bu yüzden kitap zamanında Amerikanın kimi eyaletlerinde yasaklanmış bile, ima ettiği grup seksi ya da uyuşturucu kullanımının anlatılması gibi şeylerden dolayı) fakat Bozkırkurdu'nun  anlattığı sınırsız bir özgürlüğün yaşanması değil kesinlikle. Kitabın otobiyografik olmasının ve Hesse'nin psikanaliz tedavisi tecrübelerinin hemen sonrasında yazılmış olmasının izleriyle birlikte hayattaki gerçeklere değinen bir şey var: İnsan olmanın iki ucuyla ilgili.**

Anlatmak istediğim çok basit bir şey olmalı ki anlatamıyorum şu an. Kitapla ilgili asıl inceleme yazım ise şimdiden 4 sayfayı geçti, ortalarına bile gelmemişken.

Kitap hakkında değinmemiz gereken bir önemli şey de şu olabilir: Aydın-sanatçı  karamsarlığının ve ikiyüzlülüğünün didiklenmesi. Bozkırkurdu zaten böyle bir tipin lakabı: İçinde bir kurt ve bir insan taşıyor. Aydın ama içinde bulunduğu toplumla, yaşadığı hayatla, kendiyle sürekli acımasız bir savaş halinde. Mutsuz, umutsuz dolayısıyla faaliyetsiz. Kurtuluşunun intiharda olduğunu kabul etmiş bir tip.

*Bozkırkurdu lakaplı modern ve entelektüel tipin,  koyu, sert bir Hıristiyan eğitimiyle yetiştirildiği için birçok Hıristiyan yasağıyla yaşamaya çalıştığını belirtmek gerek. 

** Ali Şeriati'nin yakında okuduğum makalelerinden birinde de insanın iki ucu olduğu (çamurdan (değersiz ve çirkin görülen bir nesne) ve Allah'ın yüce ruhundan yaratılmış olması) ve bunun doğal olduğu anlatılıyordu. Hesse de tamamen bu ikiliği yaşamaktadır. Ali Şeriati'nin "orta yol" dediğini Hesse bu kitapta kendince bulmaya, anlatmaya çalışmış...

.....

(Burada ayrıca, Ş. Özkeçeciler'in "Modern hayat insanı kendisiyle başbaşa bıraktı." Sözünü hatırlıyorum. Bozkırkurdu da modernizmle problemli, hatta onun yarattığı problemdir aynı zamanda.)



236*2 : Roman 236 sayfa ama özetlemeye çalışırken dahi iki katına çıkan bir yoğunlukta...

Son not: Bu Kamuran Şipal ne güzel kitaplar tercüme etmiş ya hu :)

8 yorum:

  1. "bazen aç bir kurdun gözlerinde nefes alırken buluyorum kendimi" demiştim bir şiirimde. İncelemenin yayımlanmasını bekliyor olacağız.

    YanıtlaSil
  2. Bu kitap gözüme ilişiyordu. içeriği hakkında bilgim yoktu. ilgimi çeken konular varmış. bunu not alıyorum.
    şeriati ye rastlamayalı uzun yıllar oldu. bir zamanlar milattan önce taa üniversite yıllarında hayran olduğum bir yazardı. :) en gözde kitaplarım arasındaydı onun kitapları..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aa, nasıl kaçırırsın bozkırkurdu gibi bir başucu kitabını, hiç yakıştıramadım sana:)

      Şeriati yenilerde duyduğum bir isim. İnsanın Dört Zindanı'nı salık vermişlerdi, sipariş ettim ben de, gelmesini bekliyorum.
      Bir de ne milattan öncesi ya hu, hayat kırkından sonra başladığına göre üniversite yıllarımızın bi' önemi kalmıyor :p

      Sil
  3. Değil mi ya. :) Valla billa not aldım okunacaklar listesine. hemi de Narda önerisi olarak. :)

    YanıtlaSil
  4. boncuk oyunu var elimde ama beklemede , hemen okuyuveresim geldi :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oku tabii ki :) Onunla Nobel almışmış zaten Hesse. Ben de Boncuk Oyunu ve Siddartha'yı almak istiyorum öncelikle...

      Sil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)