Bir zamanlar ben de böyle ukalaydım;

araya yabancı kelimeler katınca bir şey oldum sanıyordum. Fiyord, Norveççe'de zaten körfez demekmiş. La gezi programı sunucusu, ha bire ne fiyord, fiyord, fiyord deyip duruyorsun, çok güzel körfezler var desen dilin mi kopar?

Nobel komisyonunun üyelerini de Nobel Parlamentosu seçiyormuş. E yani, parlamento diyorum, siyaset diyorum.

***

Çin'de Facebook ve Twitter, hükümet tarafından engelleniyormuş. Geçen baharki bir gazete haberiydi bu. Çok yakında Çin'e yetişcez bu konuda sanırsam. E, ne de olsa Çin de artık bir dünya devi, devlet-i muazzamadan  neredeyse. Taklit etmemek olmaz.

***
Apple, MS ve Adobe, Avusturalya Parlementosuna, fiyatlandırma politikaları hakkında bilgi vereckti Mart 2013'de. Halk bu firma ürünlerinin, Amerika'dakinden % 60 daha fazla fiyata satıldığından şikayet etmiş. 22 Martta komitenin önünde olacak- tı şirketler. Sonuç ne oldu bilmiyorum da... vay anasını, halka bak, halkı için devletin karşısına aldığı tekellere bak. Avusturalya'ya mı göç etsek? 

***
Modaya uygun beyaz kumaş taytından kaba etleri taşmış. Zarif bir kadın ama kalçaları yanlardan bir süem taşmış. Seks sahneleriyle iyi oyuncu olduğunu kanıtladıktan sonra, taklit bir dizide, mimiksiz, donuk durmayı soğukkanlı karakter olmak gibi görmekte... Len bu dizilerin hali ne olcak böyle? 90 dakka, yazık be hepsine. Nasıl üzülüyorum hallerine bi bilseler.

4 yorum:

  1. o dizi, "cinayet" olmasın sakın... iskandinav bakışı attırayım derken mel mel bakıyordu kameraya, tanıtım kısa filminde (bak fragman demedim, gördün mü.), aklıma o geldi.

    YanıtlaSil
  2. Afferim, örnek olcaz biz gençlere :p

    O kadar çok ki öyle dizi ve "oyuncu" :) İntikam mıydı neydi adı.

    YanıtlaSil
  3. "ona bir 'call' ettim" diyen duydum geçenlerde...

    YanıtlaSil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)