ARKA ARKAYA İKİ KEZ
OKUDUĞUM İLK KİTAP
İşbu yazı bu kitapla olan tanışıklığıma dairdir.
Yıllardır İslam tasavvufunun kıyısında köşesinde gezinirim.
Sonunda şubat ayında ehil elden çıkmış bir kitap aldım ama okumaya geçen ay başlayabildim
ancak.
Vay be! Diye ünlemek istiyorum müsaadenizle, o kadar farklı
bir dünyadan bahsediyor ki…Her ne kadar doğulu olup bu kültür kodları
genlerimize işlenmiş halde olsak da şaşırdım,hayret ettim,düşündüm…
Öncelikle yazarımızdan bahsedelim : İ.Ü. Siyasal Bilgiler
mezunu olan Prof. Kılıç, tasavvuf ve hermönetik konusunda hem sufilerden küçük
yaşlarda ders almış,hem de çeşitli üniversitlerde tez vb. çalışmalarda
bulunmuş. Dünyadaki islami ve sufi
organizasyonlarda yönetim görevlerinde bulunmuş. Oxford İbn Arabi Society'nin
şeref üyesi imiş. (Oxford gibi bir üniversitede İbn Arabi Derneği olduğunu
öğrenmem de şaşırttı beni açıkçası.) İngilizce,Arapça, Farsça ve Fransızca
biliyormuş…
Kitap, profesör Kılıç'ın 2002-2008
arasında, T.Z.Tunaya Kültür Merkezindeki sohbetlerinin yazıya aktarımıyla
oluşmuş. Haliyle konuşma dili hakim
eserde. Çok akademik değil, belirgin bir giriş kitabı da sayılmaz. Yine de
okurken " hafif bir altyapının olması gerek" diye düşündüm. Ama bu altyapı ufak bir sözlük
operasyonuyla rahatlıkla çözülebilir. Nitekim ben de öyle yaptım…
Önsöz ve girişte tasavvufun ne
olduğu,modern dünyada hangi soruya,nasıl karşılık verdiği, pozitif bilimlerin
bu soruya nasıl yetersiz kaldığını ve postmodern dünyanın artık bilimleri
sadece pozitifliğine bakarak kabul etmediğini…örnekleriyle anlatıyor Kılıç. Tasavvuf bir bilim dalı mıdır, öyleyse nasıl bir
bilimdir gibi konulara değiniliyor.
Sonrasındaki bölümler tasavvufun
varlık görüşü, bilgi görüşü, tasavvuf ve dinî ilimler, tasavvuf ve felsefe-sanat
başlıklarını taşıyor. Tasavvufun üç büyük ustası İbn Arabi,Mevlana ve Yunus
Emre ise ne oldukları değil,ne olmadıkları anlatılarak geçiliyor. Sonrası ise-
neredeyse kitabın yarısı- sufî şiir şerhlerine ayrılmış. Ki bu seçilen şiirler,
tasavvufun ilke ve hallerini anlatlamaktalar. Haliyle şerhler de bunları
açıklıyor. Ki tasavvufun ne olup ne olmadığını bu "içeriden" beyitler
tam olarak anlatmaktalar. Zaten bu kitaba da bu amaçla konmuş olmalılar…Sonrası
ise yine tasavvufun özelliklerine ayrılmış. Kitap toplam 328 sayfa.
Kitapta tasavvuf ilk önce şu
şekilde tanımlanıyor: Tasavvuf
bir bilgi değil, düşünce tarzıdır, bir usuldür, metottur ve ancak o metodoloji
izlenmek suretiyle bir tür bilgiye ulaşılır.
Arızî (sonradan
olan,dıştan gelen; geçici,eğreti), geçici, değişken olandan ziyade özde yatan,
kalıcı esasların araştırılmasına yönelen tasavvuf, birçok kimseye bir açıklama
sunmuş metafizik ekollerden
birisidir.
Üstelik bu düşünce tarzı
salt teorik bir düşünce olarak kalmamış, tarihî süreç içinde kültür,sanat,
bilim ve medeniyet tecrübesi doğurmuştur.
Kitapta özellikle yazılan-görünen metnin ötesindeki anlam
arayışlarını kabul etmeyen bir ilahiyatçı grubuna karşı duruş da var. "Tasavvuf şirktir" sözüne
karşılık vermekten bıktığını, onun yerine dünyanın çeşitli yerlerindeki fizikçi,psikolog,
ezoterik ilimcilerle yaptığı faydalı fikir-alışverişlerini tercih ettiğini
söylüyor Kılıç. "Görünenin arkasındakini aramak"tan bahsediyor.
Başlangıç için hiç de fena bir kitap değil
devamı olacak
Pozitif Bilim ile haşır neşir birinin,tasavvuf konusuna ilgi duyması hem şaşırtıcı hem de çok güzel. Madde ve mana alemini, iç aleminde yapacağın harmandan, kendine çok şeyler katacağına inanıyorum. Kıyısı/köşesinden olsa da ben de tasavvufla ilgileniyorum. İşin ilk adımı da gerçekten insanın ''ne olmadığını'' farketmesi galiba. Ben kimim sorusu yerine, ben kim değilim gibi.. Tüm varlığın tek bir varlıkla bütünlüğü, her öz'ün, o tek öz'ün
YanıtlaSilayrılmış parçaları oluşu.. Sadece 'O' var..
Hımm, sizinle daha çok fikir alış-verişinde bulunmalıyız o zaman.
Silhttp://video.semazen.net/ adresinde hocanın birkaç sohbetlerini bulabilirsini, zengin bir arşiv
YanıtlaSilİyi oldu bu bilgi. Teşekkür ederiz:)
SilTasavvuf Aşktır, ama doğru olana aşık olmaktır..
YanıtlaSilTasavvuf varlığa değil duyguya değil bilinmez ama en güzel olana bağlanmaktır..
güzel cümleler.
Silbir tane de benden : tasavvuf bir derya, boğulmak da mümkün, ferahlamak da