Duras'dan okuduğum ikinci ve son kitap Bahçe oldu. C.
Denizcisi'nden daha çok sevdiğimi söyleyebilirim, yine de o Fransız nezaketi
öldürdü beni, ne cümleler, ne cümleler. Bundan kelli hoşsohbet ve
"teklifsiz" Türk insanı klişesini göğsümde büyük bir gurur ve
gerçeklik madalyası olarak taşıyacağımdır :p
Arka kapağı, copy-paste için ararken, bulduğumun,bu basımda
içteki yazı olduğunu fark ettim, arka kapak değil:
Paris'in tren istasyonlarına dökülen bu binlerce Bretange'lı
kadın her işe koşulan türden hizmetçilerdi; bir de ayak işlerinde çalışan,
kırlık yerlerin pazarlarında işportacılık yapan, iğne iplik gibi şeyler satan
kimseler ve daha birçokları. Ölüm kimliğinden başka şeyleri olmayan milyonlarca
insan. Tek düşündükleri yaşayabilmek: Açlıktan ölmemek, geceleri bir dam
altında uyuyabilmek; hepsi bu. Bir de ara sıra bir iki laf edecek birilerini
bulmak, ortak bahtsızlıklarından, kişisel zorluklarından söz etmek, konuşmak.
Yazları, sokak aralarındaki küçük parklarda, çocuk bahçelerinde, trende, pazar
yerlerinin kalabalık, müzikli kahvelerinde olabilecek bir şey. Bu da olmasa,
diyorlardı, içinde bulundukları ölümcül yalnızlıktan kurtulmaları olanaksızdı.
-Marguerite Duras, Kış 1989- (netkitap.com'dan yürüttüm)
Bu basımdaki arka
kapak ise şu cümlelerle başlıyor:
"M. Duras, bu eserinde, yolları bir bahçede kesişen iki
yalnız insanın, iki yabancının, kendilerine bile itiraf etmekten çekindikleri
gerçeklerle yüzleşmelerini anlatır…"
Konuyu ise şöyle anlatayım:
Matmazel, henüz yirmisinde, ama on altısından bu yana en
ağırından hizmetçilik yapmakta, mösyö ise tahminen 3o'lu yaşlarını bitiren bir
gezgin satıcı….Matmazel, "bu hayattan ancak biriyle evlenerek"
kurtulabileceğine inanmaktadır. Mösyö de tek başına ve karın tokluğuna gezip
durmanın kendisini hiç gocundurmadığına…İşte başlıyorlar hayattan,
işten-güçten,yoksulluktan,umuttan…konuşmaya, ta ki akşama kadar.
Kitabın adı: Bahçe
Yazarı: M. Duras
Yayınevi: Can
Çeviri: Müntekim Ökmen
Basım yılı: 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)