BİR ÖSKBK* ÜYESİ DAHA : OĞUZ ATAY

Tutunamayanlar’ı nihayet bitirdim. Sonlara doğru ilgimin azaldığını, bir an önce bitmesini istediğimi itiraf ediyorum. Ama zaten ben hep böyle aceleyle okuyorum ki. L

Burada uzun uzun kitaptan bahsedecek değilim. Zira sırf bu romanı üzerine dahi kitaplar,sürüyle incelemeler, tezler yazılmış edebiyat dünyasında. Bunlardan internette ulaştığım bazılarına da göz attım.

Tutunamayanlar, 30 yıl öncesi için gerçek bir sıçrama olmuş Türk romanında. Oysa biz – ortalama okurlar bile olsak- o zaman tartışılan bir çok noktayı  şu anda aşmış durumdayızJ

Tutunamaynalar’ın bir ilk örnek olması, başarılı bir ilk örnek olması, özel bir roman olamsı bence de tasdik edilmiştir arkadaşlar,güvenle okuyabilirsinizJ

 İçerik olarak hâlâ güncel konulara,meslelere (aydın-yarı aydın olma,aydın-halk kopukluğu,aydın üsttenciliği,ideal ile gündelik yaşamın çatışması,ikilemleri, abartılan benlik ve  bunalımları, doğu-batı arasında sıkışmışlık,aidiyet,farklı olanın ezilmesi,görmezden gelinmesi, ilericilik kavramının şekilcilikte kalmasına eleştiriler, bürokrasinin eleştirisi…ve benzerleri.) değiniyor olması, müthiş hicivleri, gündelik detayları, oyundan şiire farklı türlerin kullanılması, kimi yerlerde metni bozması, kimi yerde bilgilerle donatması, iç sesler ve bilinç akışı tekniğinin kullanımı, zekice kelime oyunları ve göndermeleri,hele hele o felsefeye,tarihe,tarihsel kişiliklere,efsanelere göndermeleri, bunlara öykünerek,bunları bozarak yenilerini oluşturmalarındaki o zeka ve alay… beni büyüledi diyebilirim. Mesela Şarkılar ve açıklamaları, mesela “devlet daireleri ve memurların durumları”, Tutunamayan tanımı olarak disconnectus erectus…ilk aklıma gelen bölümler. Bir de Selim’in Günseli’ye yazdığı mektubu okurken gözlerimin dolduğunu itiraf ediyorum J

Yine, bir mühendis olarak benim, Atay’ın meslekî jargonu kullanarak (ki kahramanlarımız zaten inşaat mühendisleridir tıpkı Atay’ın da olduğu gibi) yaptığı espriler, bizzat yaşadığımız şeyler olduğundan ayrıca hoşuma gitti.


Neyse, aşağıda kitap hakkında bulduğum bazı linkler var. Merak ederseniz göz atın. Ben şahsen Berna Moran ve Yıldız Ecevit’in Atay ve Tutunamayanlar hakkındaki incelemelerini okumak isterdim.

Ha, ÖSKBK nedir derseniz: Öldükten Sonra Kıymete Binenler Kervanı yahut
                                      Öldükten Sonra Kıymeti Bilinenler Kervanı






http://www.belgeler.com/blg/ic7/batililasmanin-golgesinde-suregiden-iki-olgu-huzursuzluk-ve-tutunamamak

6 yorum:

  1. Nardacım bu kitap hep aklımda olan ama gözümü korkutan bir roman, yazında merakımı şimdilik giderdi, verdiğin kaynaklar için de teşekkürler, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç gözün korkmasın, o kadar sayfayı nasıl okuduğunu anlamıyorsun, esprili, sürükleyici bir roman.

      Sil
  2. Oğuz Atay, (bana göre)öncülü Yusuf Atılgan'ın başlattığı değişim ve dönüşümü tamamlayan yazardır. Ne yazık ki bazıları senede bir roman çıkarıp yüzlerle ifade edilen külliyatlara kavuşurken ikisinin bir elin parmaklarını geçmeyen kitaplarda kalmış olmasına hayıflanıyor insan.

    YanıtlaSil
  3. İkisi de küsgen yazarlarmış zaten :)

    Evet, özellikle Atay'ın ömrünün yetmediği son romanını sırf adından dolayı bile merak ediyorum, yazsaydı nasıl olacaktı diye: Türkiye'nin Ruhu...

    YanıtlaSil
  4. tutunamayanları en az beş kez okudum.
    :)
    cumhuriyet sonrasının en iyi romanı.
    :)
    hikmet ben-ol ve selim ışık olsun.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. tümünü değilse de kimi bölümlerini epey eskiteceğim belli olan bir roman. Her Türkiye vatandaşı okumalı bence.

      Sil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)