Kötülük bir yerde filizlenmişse, buna izin verilmişse artık sadece orayı değil her yeri kaplıyor. Herkese, her yere uğruyor, uğrayacak...
Tatil yazısı yazacakken pazartesi günkü olay beni sarstı. Izmirdeki evimizin iki sokak arkasindaki karakola saldırıldı.... Pazar günü Ankara'ya dönmüştüm, sabah annemi aradığımda üzgün sesiyle haberi aldığımda başım döndü, ellerim titredi....
Insanlarin silah edinmesinin ve ona ulaşmasının kolaylığı ve denetlenmeyişi mi dersin, babanin gizli gizli silah satan alan biri olması mı dersin ( ilk haberler mahalleden geldi tabii) böyle anne babalarin asıl hapse atılması gerektiği! mi dersin, çocuğun yakalanirken allahu ekber diye bağirmasının ardında ne var diye düşünmek mi dersin!
Tweet attı diye hemn hapse atılanlara karşılık böyle canlı bombaların umursanmaması mı dersin... ( Yıllar yıllar önce Tınaz Titiz şöyle yazmıştı: Çözülemeyen sorun yoktur, devlet/insan isterse her şeyi çözer.)
Insanlarin ve toplumun denetlenme mekanizmalarını yerle bir etmenin sonuçları bunlar...
Lyotard'in mikrolojilerinin sonuçları...
Prof. Nevzat Kaya'nın deyimiyle kültürden sapmanın sonuçları.
Bu dediklerim makro düzeydeki sonuçlar.
Aslında iyi yönetilmeyen bir ülkenin geldiği nokta bu. ( Toplum sağlığı denince sadece beden sağlığını anlayanlar gibi!) Bu başıboşluğun bilerek yapıldığını düşünüyorum bazen.
Her an başımıza ne gelecek diye ürküntüyle yürümek dışarıda, Türkiye refahı bu olsa gerek!
Zaman zaman bu blogda yazdım serzenişlerimi, çözülebilecekken umursanmayan ve şimdi kangren olan o sorunları... Okuyan ve sorgulayan küçük bir kesim biz bize takılıyoruz, bu ülkenin genel zihniyeti ise musibetten ders alma yönünde maalesef. Bundan da emin değilim ya!
Canım sıkkın, böyle kalsın bu yazı.
Çok acı... Allah kalanlara sabırlar versin...
YanıtlaSilAmin diyelim....
SilKorku ve endişe içinde yaşamak psikolojimizi bozdu. Yazdıklarına katılıyorum.
YanıtlaSilÇok üzücü yaşananlar, başka bir şey diyemiyorum...
Söz fayda etmiyor zaten...
Sil