Aferin be ince yanı diye biten bir öykücük vardı; köylünün biri
kağnısıyla gidiyormuş ama tekerlerden birinin mili incelmiş, koptu kopacak. İnşallah kırılmaz da yolda kalmam diye dua ede ede gidiyormuş. Derken ne görsün, sağlam sandığı diğer tekerin kalın mili çattadanak kırılmasın mı!
O saat eğilmiş sağlam tarafa; aferin be ince yanı! deyivermiş.
Benim covid bahçemin domatesleri de hep tomurcuk dolu. En gürleşmiş, en irilerinden beklerken en cılızı, en sonra yeşeren fide ilk çiçeği açmasın mı!
Akşam sefasına da afferim. O da tohumdan yetişme. Akşamlarımı şenlendiriyor.
Erlend Loe'nun Doppler'ine baktım ama etiketler arasında bulamadım başka bir yazının içinde olabilir mi?
YanıtlaSilBitkileriniz çok güzel elinize sağlık:)
Baktım da, instagramda paylaşmışım. Özetle güzel ama yeni bir şey yok demişim. Norveç'e özgü birkaç şey öğreniyoruz bir de, diye eklemişim:)
SilBir an önce kırmızı minik domateslerim olsun istiyorum:) teşekkürler.