BİRİNCİ ANTLAŞMA



"Ben sana her şeyimi anlatıyorum. Sen ketumsun. İnciniyorum", dedi ikinci kez.

Dostluklar bazen bunu mu gerektiriyor? Onu kaybetmeyi göze alamadım bir an için...

"Peki ben de sana bir sır vereceğim" dedim.

"Dinliyorum" dedi.


"Ben her zaman kendimi çirkin bir kız olarak gördüm. Bu yüzden erkeklerden hep uzak durdum. Hep böyleydi bu.

" Manyaksın!"
" Evet, valla öyle oldu"
"Çok güzelsin kızım sen"
"Teşekkür ederim. Ciddi ve entelektüel göründüğüm için kimse de yanıma yaklaşamazmış. Çok sonradan öğrendim arkamdan gözyaşı dökenleri."

Gülümsedim burada, gerçekten gülümsedim. O da bana gülümsedi. Ama inanmakla inanmamak arasında gidip geliyordu hâlâ.

"İşte böyle. Kendimi hep kız kardeşimle kıyaslardım. O benden daha dışa dönük ve alımlıydı. Herkes de hep böyle kıyaslardı. Lisede de çok içime kapanıktım. Kendi dünyamda yaşıyordum. Bundan memnun değildim ama kabuğumu kıramıyordum. Hâlâ da kırmış sayılmam. "

"Ah be güzelim! Neden çirkin olduğunu düşündün ki? "
"Kimse bana güzelsin demedi ki. Annem bile. Ona bunu söyledim geçenlerde. Saçmalama, sen bilmiyor musun güzel olduğunu, illa birinin söylemesi mi gerek dedi. Evet, elbetteki söylemek gerek. Hele de sen bana bunu sürekli söylemeliydin dedim. Suratını astı."

"Sana küfür edesim var. Ama sevgiden. Delisin işte yavrum."

"Senin onayından önce tescillendi o bi' kere.( Burada ise bayağı güldüm.) Sonra bir baktım herkes bana niye bu kadar güzel ama yalnızsın diye sormaya başlamış. Sonra ben de kendime sormaya başladım neden bu kadar güzelim (mişim) ama yalnızım diye. Bu işte bi' b.luk var dedim, ağladım sızladım, okudum, gözledim filan falan... Deliyim ondan kimse sevmiyo' beni dedim. Anlıyorlar şöyle yüzüme bakınca dedim zaar. Sonra anladım ki evet ben deliyim, ama herkes deli seviyor. Ben kendimi sevince sevenlerim çoğaldı senin anlayacağın ."

"Hımm. Durum derinmiş."
"Hım ya. Hadi şimdi de bakalım özelini anlatmadın diye."

"Ya bunu anlatmak neden zor geliyor ki. Sır niye olsun kızım. Güzel bir hikaye bu."

"Arkadaşım, herkesin zoru kolayı kendisine. Bunu ben mi söyleyeceğim sana aşk olsun. Her meyvenin bir olgunlaşma ve toplanma zamanı var değil mi?"

Bu konuşmadan sonra samimiyetime inandı.

Demek ki neymiş; söylediklerimiz kadar söylemediklerimiz de önemliymiş. Kelimeleri seçerken en dikkatli olmalıymış insan. Bu konuda kaç kitap yazılıyor her yıl biliyor musunuz siz:)


Benim kızım, her halükarda dünyanın en güzel kızı olacak, oğlumsa en yakışıklısı. 


                                                          

12 yorum:

  1. Beni O'ndan daha çok sevdiğini söylemedin değil mi ? .. Sakın Nardam, sakın... ipin ucunu kaçırıp, her şeyi itiraf etme :)))

    YanıtlaSil
  2. Pardon, tanışıyor muyuz?
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben sizin bildiğiniz kızlardan değilim, bu bayat numaraları yemem :))

      Sil
    2. :) ben senin bir yorumunu yanlışlıkla sildim galiba bu arada:( ...

      Sil
  3. Birileriyle çok benzeşiyoruz zannımca daha az entellektüel görünen daha çok çirkin versiyonu.:D
    Kendimi sevdikçe sevenlerim çoğaldı ise kırılma noktası :)
    Sanırım dört anlaşmanın birincisi bu e bekliyoruz devamını o zaman, etiketten yanlış çıkarmamışsam eğer :))

    YanıtlaSil
  4. Ilk cümleyi duymamis olayim junior'im, bu yaziyi böyle cümleler kurulmasin diye yazdık:))))
    Kesinlikle doğru anlamissin.sen benim yazmami bekleme kitabın kendisini al bir an önce: Dört Anlaşma, Don Miguel Ruiz. Ben bunları biliyorum deme , sık sık hatirlamak lazım:)

    YanıtlaSil
  5. İlk kitap alışverişime ekliyorum öyleyse :)
    İlk cümleyi demedim o zaman şiiişşş :)
    Bir milyon kucak sevgilerimlee :)

    YanıtlaSil
  6. Sevgiler alınmış ve bagrimiza basılmıştır:)

    YanıtlaSil
  7. Evet insan doğası bazı şeyleri duymayı ister bunun başında sevgi sözcükleri vardır. Evet fiiller de önemli bu konuda ama sevgi söz olup akmayı da hakediyor. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kullandığımız hatta kullanmadığımız sözcükler o kadar önemliymiş ki...

      Sil

Ölümü görün yazın bir şeyler, üşenmeyin.
E, üşenmeyin dedik ya:)